31 Ocak 2011 Pazartesi

Bugun 1 Subat!

Seviyorum bu ayi
annem geldi bugun
hem dogumgunum hem sevgililer gunu hem kar kis
sevgililer gununde cogu zaman sevgilim olmasada su omrumde nedense yinede sevmisimdir, balonlar cicekler, ayiciklar gormek

Ve ben insallah bu ay bir dilegimi gerceklestirecegim
hatta birden fazla bile olabilir bakalim
bekleyip gorecegiz.....

29 Ocak 2011 Cumartesi

Diablo

Diablo Ibn Batuta Gate Hotel'de yeni acilan bir gece klubu.Ispanyolca Seytan anlamina geliyor.
Acilisina gitmesem olmazdi bende Persembe gecesi (20 Ocak) usenmedim GG ile kalktik gittik.
Hayatimda bu kadar tuhaf, degisik, cins insani bir arada gormemistim. Daha once Armani Club'da gordugum ilginc, dikkat cekici, farkli fakat iyi giyien gay'de kapida misafirleri agirliyordu. Keske onun fotografini cekebilseydim, neden dikkatimi cektigini anlardiniz. VIP list'te ismimi buamadi salak Ingiliz kadin ama bu gay sayesinde rahatca girebildik. Deniz ve bankadan tiplerle birlikte olacaktik ama Deniz sayesinde olamadi.
Club guzel, muzik iyiydi ama iyi bir grup olmadan gidecegimi sanmiyorum tekrar.











Arabada Giyas'i beklerken (uyuklarken aslinda) baktim sesler geliyor arabanin yakininda, sonra kafami bir kaldirdim Hintli'nin biri elini arabaya dayamis fotograf cektiriyor, komik adamlar ya, sonra bende onlardan cesaret aldim bari benimde arabamizla bir fotografim olsun dedim.Gecenin sonunda evimize donerken...


Hurrem Sultan

Ben de dayanamadim ve basladim izlemeye Muhtesem Yuzyil'i
ama filmden cok asagidaki yuzuge sahip olmayi bekliyorum dort gozle, Subat ortasi gibi elime gecmesini umit ediyorum, kendime dogumgunu hediyem olacak.

Sena Hayvanlar Aleminde

Senami, son uc haftadir iki kere hayvanat bahcesine goturdum, cok sevdi, mama bak, mama mama diye eliyle ilginc buldugu her haynani bana gosterdi heyecanli heyecanli. Ilk hayvanat bahcesi ziyareti Dubai;deki zoo olmustu. Kotu kokuya ve moral bozucu bir hayvanat bahcesi olmasina ragmen onun icin ilkti ve memnun kaldi. yaklasik 1 yil onceydi.

Ikinci kez Al Ain'deki hayvanat bahcesine gittik sadece G, ben ve Senam, harika bir gundu. Arkasindan da Rotana'da gercekten cok lezzetli bir brunch yaptik, o yemek icin tekrar giderim Al Ain'e.










Askimi bugunde Kids Zoo'ya goturdum Shahama'da. Orayi da cok sevdi en cok aslan ve kaplanlari.










Zumbara-Paranin Yerini Zaman Alirsa

Bayildim bu fikre, harika, tam benim istedeyipte alamadigim sey, mesela bana teknoloji, tarasim,bilgisayar hakkinda birileri birseyler ogretebilse ne guzel olurdu, karsiliginda da kiyafet dolaplarini duzeltebilirdim (benim icin meditasyon gibi oluyor bazen) ya da eminim yardim edebilecegim bir seyler mutlaka bulabilirim. 
Gercekten cok zeki ve yaratici insanlar var su dunyada...
Zumbara'nın Öyküsü
Zumbara katılımcıları ile katılımcıları için var olan bir sistem. Paylaşarak hayatı kolaylaştırmak ve güzelleştirmek isteyen insanların buluştuğu bir topluluk da diyebiliriz.Gerçekten öyle. Zumbara'nın öyküsü de tamamen bununla ilgili. Bir rüya ile başladı bu öykü. Zaman Bankası sistemini, internetin yarattığı katılımcı rol ile birleştirmek ancak bunu yaparken yine Zaman Bankası sisteminden yararlanmak rüyası ile. Şöyle ki programlama dışında Zumbara için hiç bir profesyonel servis(para) kullanılmadı. Her şey fikre inanan, katkıda bulunmak isteyen güzel insanların katılımları ile gerçekleşti.
İşte tüm bu süreç boyunca, paylaşarak hayatı daha güzel kılarken öyle çok şey öğrendik ki, tüm bunlar Zumbara'nın misyonunu, vizyonunu ve değerlerini oluşturdu:
Misyon: Zaman Bankası Sistemini kullanarak kişiler arasında ilişki, karşılıklılık ve güven yaratmak.
Vizyon: Daha insancıl ve katılımcı değerleri mümkün kılan sosyal bir değişime katkıda bulunmak ve bu değişimi teşvik etmek.
Değerler: Zumbara kullanıcılarının, birbirlerinin hayatını kolaylaştırmasını ve güzelleştirmesini sağlayacak bir ara yüzdür. Zaman Bankası sistemi ve sosyal ağlardan (internetten) güç alan bu web sitesi:
  • İhtiyaç anında herkesin zamanının eşit değerde olduğunu vurgular. Eşitlikçi ve adaletçi bir sistemdir
  • Hayatta paradan daha önemli şeyler olduğunu, gerçekten sahip olduğumuz tek şeyin zamanımız olduğunu hatırlatır
  • Farklılıklarımızın bizi zenginleştirdiğini, birbirimize ihtiyacımız olduğunu tecrübe ettirir
  • Güven, karşılıklılık ve katılım (sosyal sermaye) sağlar
Zumbara'da emeği geçen, dünyanın değişik yerlerinden o kadar çok insana teşekkür borçluyuz ki. Fikrin aksiyon safhasına geçmede emeklerini ve tavsiyelerini esirgemeyen Özgür Alaz, gtalk sayesinde günlük olarak Zumbara'nın tüm sürecini takip eden ve stratejik olarak destek veren Meltem Şendağ, beyin fırtınası toplantılarında bizi yalnız bırakmayan Rosa Alconchel, Ana Gisbert, Cyril Maury, Noelia Valencia, José Luis Leborán. Tüm çılgınca fikirleri dinleyip, mantıklı bir şekilde eleştiren ve gerçekten ne düşündüğünü söylemeyi esirgemeyen Rafael Rodríguez Cabrera. Fikrin iletişimi konusunda tecrübelerini paylaşan Pilar Justicia, Zumbara ismine ilham veren Duygu Şendağ, Serap Öztürk, Bilgehan Çelik, Selim Özgen, Haydar Darıcı, tasarım konusunda katkıda bulunan Jason Li. Marka pozisyonlaması konusundaki tecrübelerini paylaşan Ebru Nizamoğlu, programlama konusunda yılmadan tüm sorularımızı cevaplayan Pablo Berges ve Kadir Dursun, tesadüfi bir şekilde yollarımızın birleştiği, zaman bankası fikrine gönülden inanan ve fikrin yayılması için köprüler kuran Serpil Ata , hukuksal konularda bizi aydınlatan Aytekin Gürbüz, Zumbara logosuna el emeği, göz nuru şekiller veren Kamile Kuzu, flash konusunda bize destek veren İhsan Karakaş ve Erhan Fırat, İngilizce tercüme konusunda yardım eden Anne Schluter, Zaman Bankası uygulamaları konusundaki engin tecrübelerini esirgemeyen Zaman Bankası İspanya koordinatörü Josefina Altés ve İngiltere koordinatorü Martin Simon, Zumbara için çektiğim hiç bir fotoğrafa hayır demeyen dedem ve kuzenlerim, fikre ve bize inanan ve her zaman arkamızda olan Tacettin ve Kadriye Güzel ve her ümitsizliğe kapıldığımızda yeniden motive olmamızı sağlayan, yılmadan bizi dinleyen ve desteğini hep yanımızda hissettiğimiz Fernando Berges del Arco.
Hayatı güzelleştirdiğiniz, paylaştığınız ve inandığınız için teşekkürler. İyi ki varsınız.
Sevgilerimle,
Ayşegül Güzel



İLGİNÇ!
Paranın yerini zaman alırsa
Zumbara, paranın yerine zamanın kullanıldığı bir takas sistemi. Bu sistemde bulacaklarınız hayal gücünüzle sınırlı; karton kutu yapımı eğitimi, dinleme, yabancı dil dersi, oda toplama hizmeti... Zumbara, ilgi alanlarınızı genişletirken kendinizi de keşfedeceğiniz alternatif ekonomi biçimlerinden biri. Parasız bir yaşam mümkün, işte kanıtı...
Hava yağmurlu. Soğuk da sayılır. Pazar pazar Şişli’den kalkıp, Karaköy’e gideceğim. Trafik de vardır kesin. Üstelik bütün bunlar Zumbara diye bir oluşumun yaptığı sergi için. Zumbara ne mi? Bunu biliyor olsam bu yakınmalara girişmezdim, ancak Zumbara yani zaman kumbarası, Türkiye için yeni bir oluşum. Dünyada kökü 1980’lere uzanıyor. Doğum yeriyse, Amerika. Sosyal adalet temsilcisi Edgar Kahn “insanın ihtiyaç duyulmaya ihtiyacı vardır” fikrinden yola çıkarak buluyor bu sistemi. Bugün 33 ülkede uygulanıyor. Her ülkenin sistemine göre şekil değiştiriyor. Mesela, İspanya’da devlet destekli. Amerika’da öyle sistemli uygulanıyor ki, zaman bankası enstitüleri var. İngiltere’de hem devlet destekli, hem de gönüllülüğü arttırmak için iki farklı yöntem hâkim. Zaman bankası, alternatif ekonomilerden sadece biri. Armağan kültürüne dayanıyor. Daha anlaşılır olmak gerekirse, zumbara; paranın yerini zamanın aldığı bir takas sistemi.
“Mesela” diye anlatmaya başlıyor Zumbara’yı Türkiye’ye getiren Ayşegül Güzel, “ben yıllardır fotoğrafçılıkla uğraşıyorum. Sevdiğim için başka insana bu konuyu anlatmak hoşuma gidiyor. Sen de ne zamandır fotoğraf çekmeyi öğrenmek istiyorsun. Esra buluşalım iki saatte sana pozometre, ışık, baya bir şey öğretebilirim, diyorum. Sen de karşılığında bana zumbara.com’dan iki saat yolluyorsun. Ben bu iki saati zaman kumbarama atıyorum. Mesela bir saatliğine evimdeki avizeleri taktırıyorum, ki bunu yaptım. Diğer bir saatiyle Afrika davulu dersi alıyorum, ki bunu da yaptım. Zumbaranın asıl amacı ilişki kurdurtmak, uzun vadede güven yaratabilmek ve topluluk kurabilmek”.
Bu sistemle ilk defa İspanya’da karşılaşmış Güzel, bir şirkette dört yıl boyunca inovasyon danışmanlığı yaptığı yıllarda. Kaldığı mahallede zaman kumbarasının adını duyunca merak edip, kayıt olmuş. Servis değişimi aldıkça mahallesindeki insanları tanımaya, o ilişkinin bir parçası olmaya başlamış. Etkilenmiş. İki yıl önceki yılbaşı gecesi kendine yıl içinde bir fikrini hayata geçirme sözü vermiş. Bunun ne olabileceğini düşünürken, zaman kumbarasının hayatına getirdiği güzellik gelmiş aklına. Zaman kumbarasını bir sosyal ağ ile birleştirme fikri de işte böyle doğmuş. Kâğıdı, kalemi alıp, yapılacaklar listesini hazırlamış. Ancak listeyi tamamlamak hiç de kolay olmamış, hele de programlama maddesi. Birikimlerini program yazdırmaya harcamış. Sonra da Türkiye’ye dönmüş. “Alternatif akımlar hep küçük topluluklarda kaldığı için büyük seviyeye ulaşamayacağını düşünüyoruz, ancak internet bunu değiştirebilir” diyerek anlatıyor bu çabayı, “Yani Türkiye’de önemli bir deney yapılıyor şu an. Zaman bankası sosyal bir ağla birleşerek ilk kez uygulanıyor. Sosyal teknolojilerin katılımı arttırıcı gücüne çok inanıyorum. Alternatif ekonomiler sadece mahallelerle sınırlı kalmamalı, çünkü bunlar paranın yarattığı dengesizlikleri giderebilir.”
Bu nedenle bu fikre güvenen, inanan bir teknoloji ortağı arıyorlar. İstiyorlar ki zumbara kendini sürdürebilecek ekonomik bağımsızlığı kazanabilsin. Bilgi Üniversitesi’nin 2010 sosyal girişimciler ödülünü aldıkları düşünülürse bunu da başaracaklar gibi. Birkaç ayda 400 üyeye ulaşmış zumbara.com. 350 kişi arz-talep de bulunmuş. Şimdiye kadar 30 hizmet değişimi yapılmış. Neler yok ki; inovasyon metodolojisi dersi, masaj, permakültür, programlama, web tasarımı yapımı, fotoshop eğitimleri, araba sürme dersi, karton kutu yapımı, meditasyon, yoga...
“Arz-talep insanların hayal güçlerine bağlı” diyor Güzel, “Genelde ilk girdiklerinde ben ne yapabilirim ki diyorlar. Ancak o kadar çok yapabileceğimiz şey var ki, diğer insanlardan ilham alarak siz de oluşturmaya başlıyorsunuz. Ben çok stres olduğumda evi düzenlemeye başlıyorum, bu bende meditasyon etkisi yapıyor, zevk alıyorum. O nedenle dağınık odalar düzenlenir diye bir arz girdim mesela.”
Zumbara aslında bildiğimiz ama artık uygulamadığımız bir hayat tarzını bize tekrar hatırlatıyor; paylaşım, muhabbet, dokunmak, durmak, ilgi göstermek, düşünmek... Katılımcılarının çoğunun 28 yaşında olması boşa değil belki de, bu oluşum 80 sonrası kuşağın yeniden bir arada durmayı öğrenmesi de. Çok değil, sabah mahallede gördüğünüz ilk insana “günaydın” demekle işe başlamayı öneriyor Güzel. Bu bile bir insanda gülücük yaratmak için yeterli. Ona göre şu anda insanlığımızı hissetmemize bile fırsat vermeyen ekonomik, çevresel ve ruhsal krize rağmen paylaşım ihtiyacı içindeyiz, internetteki sosyal topluluk yaratma çabası da bunun göstergesi. Sadece internetle sınırlı kalmak istemiyorlar. Hapishanelerde, mahallelerde projeler yapmak da var amaçları arasında. Hatta Adana Yüreğir Belediyesi ile bir mahallede proje yapmak için görüşmelere başlamışlar. “Zumbara’nın amaçlarından biri de Açık Kampusları yaratabilmek” diyor Güzel, “Kampus ortamları üniversitelerle sınırlı olmak zorunda değil, onları dışarı taşıyabiliriz. Çünkü üniversiteden çıktıktan sonra paylaşım ortamının bir anda sona erdiğini görüyorsunuz, bu korku yaratıyor. Hayatı böyle öğrenmemiştim demeye başlıyorsunuz. Neden mahallelerde film izleme etkinlikleri, yemek toplantıları, caz geceleri yapmayalım?”
Onun hayal ettiği dünyaya gelince, sadece ekonomik değil, sosyal ve çevresel değer de yaratabileceği bir yaşam. Bu anlamıyla Zumbara’dan çok fazla şey öğreniyor. Bunlardan biri de yavaşlamak, yapmak değil de olmaya doğru daha fazla gitmek. Zaman bankası sistemini uygulayan ülkelerin koordinatörleriyle iletişim halinde Güzel, düzenli buluşmalar yapıyor, deneyimlerini paylaşıyorlar. Hatta yakında uluslararası bir proje yapmayı bile planlıyorlar.
Zumbaracılar her ay bir etkinlikle bir araya gelmeye devam edecek. Zamanları belli olmasa da şekillenmiş birkaç fikir var. Bunlardan biri “Sıradan anlarda sıradışılığı yaşa” adı altında insanlara anın büyüsünü yaşatan küçük, interaktif bir etkinlik. Diğeri ise, “Tecrübeyi Yaşa”. Mesela deri atölyesine gidip bir işçinin bir gününü paylaşmak ya da Galata köprüsünde balık tutan bir amcadan balık tutmayı öğrenmek. Bize nasip olan “Her telden çalan sergi” de en az bunlar kadar ilginç. Herkes zevk alarak yaptığı, atmaya kıyamadığı el ürünlerini sergiliyor bir masa etrafında; yelekten cam boyamaya, topraktan duvar gazetesine kadar her şey var. Her parçanın hikâyesi anlatılıyor, dolayısıyla geçmişler de. Bir masa etrafına toplanmış on insan, birbirini ilk defa görmüş olsa bile dinliyor, dokunuyor. Güzel’in dediği gibi, “Aslında bunların hepsi bahane, maksat muhabbet!” 

22 Ocak 2011 Cumartesi

Osteopath

Valla hala osteopath nedir bilmiyorum bir ara bakacagim su an hic ugrasamayacagim
ama dursun bu bilgide kenarda diyorum ve kamu vazifemi yerine getiriyorum:)


osteopathy; school of medicine and surgery that emphasizes the interrelationship of the muscles and bones to all other body systems, branch of medicine which promotes health by the manipulation of the bones; bone disease


Does anyone know anything about having babies treated by an osteopath? I'd heard it was worth getting all babies looked over because they are often a bit twisted and uncomfortable after being in the womb and an osteopath can balance them out and cure all sorts of ills like colic, reflux etc. Sounds a bit too good to be true but just wondering if anyone has taken their baby to an osteopath and whether there is a good one in Abu Dhabi?

Cevap: I am a big fan of osteopaths as I took my first baby to one in UK as she had bad reflux. It was amazing and the results were quite dramatic - she was sick so much before but after about 5 sessions this really improved. He recommended that all babies were checked over when they were born in case of any trauma to the skull. Unfortunatley there is no osteopath in Abu Dhabi at the moment  that I know of- there was one at the GermanMedical centre but he has left. i took my little girl (now 3 months) to the Ostepathy Centre in Dubai - she saw Lauren and they were very good. All their details are on internet. They checked her skull and said there was no trauma. I only took her once but would have taken her more often to help with colic except that it's not practical for me to go to Dubai once a week! But I would recommend them for a one off visit if you want  to check all is ok.

19 Ocak 2011 Çarşamba

Turkiye-Otel tavsiyesi

Ileride bu bilgiyi bana soracak bir cok kisi olacaktir, hazir elimde iken buraya kaydetmeye karar verdim

Serendip Select Hotel – Kumlubük / Marmaris i tavsiye ediyorum...



  
bende La Boutique Alkoçlar bodrum u tavsiye ediyorum
Kempinski Hotel Barbaros Bay bodrumda ikinci secenek olarak degerlendirilebilir..
LEYLA CİNGÖZ <leyla@logotravel-turkey.com>
 Size yardimci olacak kisinin mail adresini veriyorum. Kendisi benim gorumcem , adi Leyla Cingoz.
Antalya silence beach resort kendi icinde lunaparki bile var,musterilere bilet veriyorlar bedava 4 tane falandi sanirim,sahili de var.Bir de nerde olursa olsun rixoslar tabi .


Fethiye , yaniklar koyunde Yonca lodge diye bir yer var.

yiyecekler tamamen organik , bahceden.
amator bir ruhla aile isletmesi.
Emre Karabacak diye tatli,bilgili,guleryuzlu bir arkadasimiz ve ailesi isletiyor.(ingilizce biliyor :))genelde problemdir ya :)

limon ve meyve agaclarinin icinden sahile iniyorsun...ordekleri besliyor,hamakta sahilde keyif yapiyorsun.
biz iki sene once gitmistik..sahaneydi...web sitesine bakmanizi
tavsiye ederim.

Hillside beach club fethiye her yonuyle donanimli cocukla gidilebilecek en guzel tatil koyu bana gore.

Chickenpox Healing

Neyseki henuz Sena gecirmedi, her nekadar bir cok kisi ne kadar erken gecirirlerse o kadar iyi deselerde bilemiyorum, herneyse ileride lazim olacagini dusundugum icin bunlari yaziyorum.

When can you stop putting calamine lotion on chickenpox? Is it when they stop itching or keep putting on? We're now 9 days into it, but they have it bad.

I also read put bio-oil on them to heal quicker, has anyone done this?

yanitlar:

I don't have experience with chicken pox but I know bio oil is very good for your skin and it will help with healing and prevent scarring.



when my elder 2 daughters had chicken pox, calamine lotion wasnt recommended because it drys the skin amd makes them itch more..
Bio oil i agree is very good and reduces scarring as well.Probably get from boots the chemist.

18 Ocak 2011 Salı

68.Altin Kure Odulleri, Golden Globe


Su an elimde The Social Network, Black Swan, The Kids Are Alright and The King's Speech izlenmek icin beni bekliyor. Seyretmek icin sabirsizlaniyorum.

SİNEMA
En İyi Film (Drama): 
İzleyin: The Social Network 
En İyi Erkek Oyuncu (Drama): 
İzleyin:  Colin Firth (The King’s Speech)En İyi Kadın Oyuncu (Drama): İzleyin: Natalie Portman (Black Swan)
En İyi Film (Komedi-Müzikal): İzleyin: The Kids Are All RightEn İyi Kadın Oyuncu (Komedi-Müzikal): İzleyin: Annette Bening (The Kids Are All Right)En İyi Erkek oyuncu (Komedi-Müzikal): Paul Giamatti (Barney’s Version)
En İyi Yardımcı Erkek Oyuncu: İzleyin: Christian Bale (The Fighter)En İyi Yardımcı Kadın Oyuncu: İzleyin: Melissa Leo (The Fighter)En İyi Yönetmen: İzleyin: David Fincher (The Social Network)En İyi Senaryo: İzleyin: Aaron Sorkin (The Social Network)En İyi Yabancı film: In A Better World (Danimarka)En İyi Animasyon: İzleyin: Toy Story 3En İyi Müzik: Trent Reznor, Atticus Ross (The Social Network)En İyi Şarkı: ”You Haven’T Seen The Last Of Me” — Burlesque
TV
En İyi Dizi (Drama):
 İzleyin: Boardwalk EmpireEn İyi Erkek Oyuncu – Dizi (Drama): İzleyin: Steve Buscemi (Boardwalk Empire)En İyi Kadın Oyuncu – Dizi (Drama): İzleyin: Katey Sagal (Sons Of Anarchy)
En İyi Dizi (Komedi-Müzikal): İzleyin: GleeEn İyi Erkek Oyuncu (Komedi-Müzikal): İzleyin: Jim Parsons (The Big Bang Theory)En İyi Kadın Oyuncu (Komedi-Müzikal): Laura Linney (The Big C)
En İyi Yardımcı Erkek Oyuncu – Dizi: İzleyin: Chris Colfer (Glee)En İyi Yardımcı Kadın Oyuncu – Dizi: İzleyin: Jane Lynch (Glee)
En İyi Mini Dizi:
 İzleyin: CarlosEn İyi Erkek Oyuncu (Mini Dizi): İzleyin: Al Pacino (You Don’T Know Jack)En İyi Kadın Oyuncu (Mini Dizi): İzleyin: Claire Danes (Temple Grandin)


Cocukta Ates Cikinca Ne Yapmali

ÇOCUKTA ATEŞ ÇIKINCA NE YAPMALI

İhtiyacı olanlar için okuduğum ve işime yarayan bilgiler şöyle:
1. Öncelikle çocuğun bulunduğu ortam serinletilmeli, 21-22 derecede tutulmalı.
2. Çocuğun üzerinde hafif ve gevşek giysiler olmalı.
3. Islak bezlerle kompres yaparak vücut serinletilmeli.
4. Ateş, vücutta sıvı kaybına yol açar, bu sebeple bol sıvı verilmeli. Örneğin; su, meyve suyu, çorba, bitki çayları...
5. Doktorun önerdiği ateş düşürücü şuruplar çocuğun yaşına ve kilosuna uygun olarak verilmeli.
6. Ilık suyla banyo yaptırılmalı. Ilık banyo ateş dürücü etkiye sahip.
7. Burası çok önemli. Çok yüksek ateşi olan çocuğun elleri ayakları soğuk olabilir. Bu durumda anne-babalar ateşi olmadığını düşünerek yanılabilir. Ateş, mutlaka dereceyle ölçülmeli. Eller ayaklar soğuk olsa da vücutta ateş yüksek olabilir.

BUNLARA MUTLAKA DİKKAT EDİN 

1. Ağır karaciğer hasarına yol açabileceğinden, çocuklarda ateşli hastalık sırasında ateş düşürücü olarak aspirin verilmemeli.
2. Alkol veya sirke sürmek yanlış bir uygulama. O an için ateşi düşürebilir ama alkol damarları genişletip daraltacağı için ateşin daha da yükselmesine yol açabilir.
3. Müdahale ederken çocuk ağlatılmamalı. Ateşi daha fazla çıkabilir.
4. Üstüne kalın giysiler giydirilmemeli. Bu, vücudun ısısını daha da yükseltir. Üzeri kalın battaniye, yorgon, vb. şeylerle örtülmemeli.

Cocuklar, Uyku Problemi & Cozumu

Kitabın adı ‘Gece Boyunca Uyumak'.  “Anneler, babalar ve bebekleri nasıl iyi bir gece uykusu çekerler?” 
Yazarı Jodi A. Mindell, Philadelphia'daki Allegheny Üniversitesi Sağlık Bilimleri Enstitüsü'nde Uyku Bozuklukları Merkezi'nin Pediatri Kliniği Müdürü olarak çalışıyor. St.Joseph Üniversitesi'nde psikoloji kürsüsünde profesör olarak dersler veren yazarın, çocuklarda uyku bozuklukları alanında yüzlerce yayınlanmış yazı ve makalesi var. Gece Boyunca Uyumak 324 sayfalık çok kapsamlı bir kitap. Eğer imkanınız varsa alın okuyun derim. Eğer yoksa kitapta altını çizdiğim satırları sizinle paylaşıyorum.
İLK VE ERKEK BEBEKLER RİSK ALTINDA
İlk bebekler uyku problemleri açısından daha fazla risk altındadır. Nedeni tam olarak bilinmese de erkek çocuklar kızlara göre daha fazla uyku problemi yaşarlar. Kolik (gaz sancısı) şikayeti veya kulak enfeksiyonu olan çocukların uyku problemi yaşaması olasıdır. Araştırmalar ana-babasıyla aynı odada veya aynı yatakta uyuyan bebeklerin hemen hepsinin uyku problemi yaşadığını gösteriyor. Anne sütüyle beslenen bebeklerin gece boyunca deliksiz uyuması daha geç başlar. Çocuğunuzun uyku sorununun uyku apnesi gibi bir uyku hastalığı olup olmadığına dikkat etmeniz çok önemlidir. Bunun için mutlaka bir uzman yardımı alınmalıdır.
İyi bir uyku alışkanlığı oluşturmanın kilit noktası bebeğinizi her gün aynı saatte ve aynı rutinle uyutmaktır. Bebeğiniz her gece aşağı yukarı aynı saatte yatmalıdır. Bebek için en uygun yatma zamanı, akşam 19:00 ile 20:30 arasıdır. Bebeğinizi saat 20:30'dan sonra ayakta tutmak iyi bir fikir olmayabilir. Bebeğinizi uyutmakta güçlük çekiyorsanız, muhtemelen bebeğinizin uyku vaktini geçirmişsinizdir. Bir bebek ne kadar çok yorulursa, o kadar çok gerginleşir ve uyuması o kadar çok zorlaşır. Uyku vakti rutinleri bebeğinizin gece boyunca uyumaya hazırlanmasına yardımcı olur. Bu alıştırmalara çok küçük yaşlarda, hatta ilk altı ayla sekiz ay arasında başlamak bebeğinizin uyuması ve ileriki yaşlarda uyku problemi yaşamaması açısından yararlı olacaktır. Pijama gibi farklı giysilerin giyilmesi ve banyo yapmak ya da dişleri fırçalamak gibi belli alışkanlıkların oluşturulması, çocuğunuzun gündüzle gecenin ayrımına varmasına yardımcı olur. Ama burada asıl önemli olan uyku öncesi yaptıklarınızın sırasını bozmamak. Yani bir gün banyo, pijama, dişler ve masal olan rutin, ertesi gün pijama, dişler, şarkı, bir bardak su olarak değişemez. Eğer çocuğunuzu birinci gün banyo, pijama, masal, iyi geceler öpücüğü rutiniyle uyuttuysanız bundan sonraki her gün aynı rutini izlemelisiniz.
ODA UYURKEN NASILSA UYANDIĞINDA ÖYLE OLMALI
Pek çok anne-baba “sadece beş dakika daha” ya da “uyumak istemiyorum” gibi uyku vakti mazeretlerini duymuştur. Çocuklar için yatağa gitmek zor olabilir. Çocukların çoğu bir şeyler kaçırmaktan nefret eder. Bütün eğlencenin onlar yattıktan sonra başlayacağını düşünürler. En sevdikleri nesne yanlarındayken, çoğu bebek uykuya daha kolay geçer ve gece boyu daha rahat uyur. Bunlar geçiş objesi olarak adlandırılır ve her şey olabilir. Oyuncak ayı, battaniye, tüylü ve yumuşak bir şey...
Sabahın ikisi olduğunu farz edin. Çocuğunuz uyandığında ne görür? Koridorda ışık var mı? Müzik çalıyor mu? Siz orada mısınız? Yataktayken oyuncakları var mı? Yapmanız gereken şey, çocuğunuzun yatak odası uykuya daldığı sırada nasılsa, gecenin bir yarısında da tamamen aynı şekilde olmasını sağlamak. Eğer bütün gece müzik çalıyorsa, uyku vaktinde de çalın. Fakat gece boyunca çalan bir müzik yoksa o zaman uyku vaktinde de olmamalı.
İŞİN ZOR KISMI KENDİ BAŞINA UYKUYA DALMASI
Her çocuk kendi başına uykuya dalabilmelidir. Evet, bu işin zor kısmı. Uyku vakti rutinini tamamladıktan sonra onu yatağına koyun, iyi geceler dileyip odadan ayrılın. Muhtemelen ağlayacak, bağıracak ve sizi yanında isteyecektir. Bekleyin. Beş dakika sonra odasına gidin. (Bu süreyi üçüncü gece ve sonrasında 10 dakikaya çıkarın) Sırtını sıvazlayın. Herşey yolunda deyin. Uyku vaktinin geldiğini tekrar söyleyin. Onu yataktan çıkarmayın. Kucağınıza almayın. Yumuşak ve kararlı olun. Tepkisiz kalın, bir dakikadan fazla olmamak kaydıyla odada bekleyin, sonra çıkın. Süreyi fazla uzatmanız onu cesaretlendirir, ağlamakta haklı olduğunu düşünmesini sağlarsınız. Çocukların çoğu ilk gece 45 dakika ağlar. İkinci gece ise bir saat. Çocuğunuz ikinci gece daha fazla ağlayarak şunu anlatmaya çalışmaktadır: “Geçen gece ağlayarak uykuya dalmam bir talihsizlikti. Bu gece gerçekten çok ciddiyim.” Ağlama üçüncü gece 20 dakika sürecektir. Bu yöntemi uyguladığınız takdirde çocuğunuz bir hafta içinde daha kolay ve daha çabuk uyur. Sürekli kendi başına uyuyabilen çocukların yüzde sekseni gece boyunca uyuyacaktır. Fakat bunun gerçekleşmesi bir-iki hafta, hatta daha uzun sürebilir. Bu arada, bebeğiniz gece yarısı uyandığında, normalde ne yapıyorsanız onu yapın. Uyuması için sürekli sallıyorsanız sallayın. Peki neden gece uyanmalarına müdahale ettiğiniz halde onu uykuya yatırırken yalnız bırakıyorsunuz? Araştırmalar, bebeğinize gece boyunca uyumayı öğretmeniz için gereken tek şeyin, ona uyku vaktinde uykuya dalmayı öğretmeniz olduğunu ortaya koyuyor. Çünkü böylelikle bebeğiniz gece uyandığında sizin yardımlarınız olmadan uykuya dalmayı öğrenecek.

12 Ocak 2011 Çarşamba

Kitap Geceleri-Kitap Klubumuz

Abu Dhabi’de yasayan Turk kadinlarindan olusan facebook grubu ile ilk kitap gecemizi yapacagiz 30 Ocak 2011’ de mekan Heritage Village

Ilk kitabimizin ismi EAT PRAY LOVE 30 Ocak 2011

Cok heyecanliyim, ne zamandir boyle bir organizasyona dahil olmak istiyordum, umarim cok keyifli gecer.
Ikinci kitabimizi secmeye calisiyoruz simdiden boylece okumak icin yeterli zaman tanimis oluruz kendimize.

Ikinci kitap adaylarimiz:

The Sand Fish 
To Kill a Mockingbird
Angela's Ashes

Listemde tavsiye uzerine okumayi planladiklarim ise:

The Sandfish - Maha Gargash
To Kill A Mockingbird - Harper Lee
Three Cups of Tea - Greg Montenson
We Need To Talk About Kevin - Lionel Shriver
The Locust and The Bird - Hanan Al Shaykh
Millenium Triology - Stieg Larsson
Memoirs of A Geisha - Arthur Golden-filmini izledigim icin okurmuyum emin degilim
Angela's Ashes - Frank McCourt

Kitap yorumlari:

Eger secenekleri dorde indireceksek, The Sand Fish ve To Kill a Mockingbird'den birini secelim derim 2. bulusma icin. Abu Dhabi'deki neredeyse butun kitapcilarda da rahatca bulunuyor. The Sand Fish'i Carrefour'un kitap bolumunde bile bulabilirsiniz.

The Sand Fish Dubai'li yazar Maha Gargash tarafindan yazilmis ve genel olarak begenilen bir kitap. Yerel bir yazar olmasi ve Dubai'yi eski zamanlariyla gozumuzde canlandirmasi bakimindan okumaya deger bence.

To kill a Mockingbird zaten artik bir klasik olmus durumda, mutlaka okunmali.

Angela's Ashes benim favori kitaplarimdan biri. Depresif bulanlar olabilir ancak ayni paragrafta hem aglatip hem gulumsetebilen cok cok iyi yazilmis bir kitap. *Belki* ingilizcesi kimisine daha farkli gelebilir ama cok agir bir ingilizcesi yok bence.

Three cups of tea.. Adamin yaptigi is cok guzel, bir davaya kendi adamasi harika, tabiki herkes yapamaz ancak kitabi okuduktan sonra malesef kendisine sinir olmaya basliyorsunuz. Kitap cok daha iyi ve etkili yazilabilirdi. Hem bu nedenle hem de kitabin turu bakimindan kitap gecesi icin onermiyorum ancak yine de kisisel listenizde bulunsun derim.

IKINCI KITAP GECEMIZ- Angela's Ashes 27 Subat 2011

27 subat 2011 tarihinde Colombiano coffee'de gerceklesti, 9 kisiydik ve yine keyifliydi ancak kitaptan fazla bahsetmedik cunku bahsedecek cok sey yoktu. Filiz,Nur,Duygu,Balca,Lemis,Oznur,Banu,Ilcim ve ben vardik.

Yinede okumaktan keyif aldigim bir kitapti Angela's Ashes.

UCUNCU KITAP GECEMIZ- The Sand Fish (by Rosina Bellina) 27 Mart 2011

27 Martta gerceklesecek bu gecenin kitabinin ismi de The Sand Fish, 80 sayfam kaldi bitecek umarim ama cok iyi bir kitap secimi oldugunu soyleyemeyecegim.
 Bu kitap gecesinide tamamladik, mekan Rosina Bellina cornich'te manzara guzeldi 8 kisiydik, kitabi okuyan 3 kisi varda sadece o yuzden kitaptan pek konusulmadi ve amacina hizmet etmedi ama zaten kitap secimi yanlisti.Filiz,Yesim,Banu,Oznur,Lemis,Balca,Duygu ve ben vardim.

DORDUNCU KITAP GECEMIZ Serenad by Zulfu Livaneli 1 Mayis 2011

1 mayista Serenad'i tartisiyor olacagiz, mekan One to One Hotel'in arka bahcesi bakalim kimler gecelecek...
en kalabalik kitap gecesi oldu, hatirladiklarim, Nuriye, Ahu, Ozge, Oznur, Ozlem, Balca,Banu,Yesim,
En keyifli gecelerimizden biriydi.

BESINCI KITAP GECEMIZ -The New York Trilogy-1 Haziran 2011

Katilimi en dusuk gece ama guzeldi tek kotu tarafi, disarida oturma israrimiz (israrim) yuzunden bayagi bunaldik, nem feciydi, Left bank Shangri-la yanindaki souk'ta yaoptik, gecenin suprizi Aysun'du, Lemis, Ozge, Ozlem, Oznur ve ben toplam 6 kisiydik.
Kitaplarimiz New York Uclemesi ve Ozge nin kitabi Konusmayan Adam'di, bu gecenin ozeligide iki kitabi birden tartismis olmamizdi, sohbet keyifliydi.

ALTINCI KITAP GECEMIZ- 31 Temmus 2011

Al Wahda mall Bricco cafe de yapilan bu kitap gecesinde konumuz bir kitap yoktu.
Deniz, Nesli, Oznur, Ozlem, Filiz,Bahar,Gulsah ve ben vardik. Kitapdan pek konusmadik, demistimki herkes sevdigi bir kitabi anlatsin ama onu bile beceremedik, herkes baska seylerden bahsetti, Deniz'in oldugu ortamda zaten kitap ne konusulacak:)
31-Temmuz-2011 yine bir pazar gunuydu.
7.kitabimiz belli oldu en azindan onu belirledik, Alamut Kalesi, 8. side Elif Safak, Iskender olacak.

YEDINCI KITAP GECESI- Fedailerin Kalesi Alamut 11 Eylul 2011

Cafe Arabia

SEKIZINCI KITAP GECESI- Iskender- Elif Safak 9 Ekim 2011 Zyara Cafe


DOKUZUNCU KITAP GECESI-Aleph -ELIF-PAULO COELHO 11 Aralik 2011 Hiltonia


ONUNCU KITAP GECEI- Kisisel kITAP gECESI 29 oCAK 2012


ONBIRINCI KITAP GECESI- JAPON YAPMIS- 13 SUBAT 2012-HERITAHE VILLAGE


ONIKINCI KITAP GECESI- SUNAY AKIN 06 MAYIS 2012

Katilim azdi ama ozdu, 5 kisiydik, yanliz bu gecenin en onemli ozelligi bomba gibi bir karar verdik, 5 kisi kitap cikarcaz insallah, ayrintilar sonraa.... Lemis, Oznur, Simla ve Sarah ile yapacagiz bu isi....Sunay Akin siirleri ve hikayelerinden konustuk, skydiving'den bungejumping'e Trabzon'dan kitaplara ve farkli hikayelere uzanan bir konusma oldu, dedigim gibi Sarah'dan cikan harika bir fikirde bu kitap gecesine damgasini vurdu. 


ONUCUNCU KITAP GECESI

Ozge Baykan, Tutkunlar, Cafe Arabia
Guzeldi 12 kisiydik, Ozge imzaladi kitaplarini, guzel anlatti kitabi, sorularimiza cevap verdi, yazarli kitap gecelerine bayiliyorum. Mekan cafe arabia idi, 30 Eylul 2012 benim de Abu Dhabi'de 7.yilim doldu ayni gun. 

ONDORDUNCU KITAP GECESI

Yonca Tokbas ile oldu, hem egitim ile ilgili konuscaz hem de kitap hakkinda, Karisik Kurusuk Seyler


Kitap Gecelerimizin Kitaplari;

1)      Eat Pray Love-30 Ocak 2011-Heritage Village
2)      Angela’s Ashes-27 Subat 2011-Colombiano
3)      The Sand Fish-27 Mart 2011-Rosina Bellina
4)      Serenad-Zulfu Livaneli-1 Mayis 2011-One to One Hotel
5)      The New York Trilogy & Konusmayan Adam-1 Haziran 2011-Left Bank
6)    Kitap gecesi sadece diger kitaplardan konusmak icin yapildi, belli bir kitap yok 31 Temmuz 2011-Bricco Al Wahda mall
7)      Fedailerin Kalesi Alamut-11 Eylul 2011-Café Arabia
8)      Iskender-Elif Safak- 9 Ekim 2011-Zyara Café, Corniche
9)      Aleph-Elif-Paulo Coelho-11 Aralik 2011-Hiltonia
10)  Kisisel Gelisim Kitap gecesi- 29 Ocak 2012-Il Porto, Marina Mall arkasi
11)  Japon Yapmis -Onur Ataoglu-13 Subat 2012-Heritage Village
12)  Sunay Akin kitaplari ve siirleri-06 Mayis 2012-Naham, Jumeirah Otel
13) Tutkunlar, Ozge Baykan 30 Eylul 20112, Cafe Arabia
14) Karisik Kurusuk Seyler- Yonca Tokbas 25 Kasim 2012-17 kisiydik, iyi gecti
15) Dugumlere Ufleyen Kadinlar- Ece Temelkuran 29 Nisan 2013
16) Hapiness Project- 26 Mayis 2013
17) Nereye Gidersem Gokyuzu Benimdir- Safak Pavey-17 Subat 2014
18) Tek Kanatli Bir Kus- Yasar Kemal- 04-May-2014
19) Yol-Metin Hara- 18 0cak 2015
20) Ingilzaname- Yonca Barnard- 17 Mayis 2015
21) Cekilir Dert Degil ve Su Elestirmenleri- Ozge Calafato- 10 Haziran-2015
22) Can Dundar Kitaplari- 18 Jan 2016
23) Kafamda Bir Tuhaflik Var- Orhan Pamuk- 28 Feb 2016
24) Bir Maniniz Yoksa Annemler Size Gelecek- Ayfer Tunc- 26 Apr 2016
25) Herkes Kendi Hayatinin Kahramani- Gulcan Deniz- 16 Oct 2016
26) Dare to Disappoint- Growing Up Turkey, Ozge Samanci- 3 Dec 2016