31 Ağustos 2010 Salı

Her Erkeğe Bir Chip

Bu yazinin orjinal adi: Chip and Dick


Devir kötü bir devir bir çok kadın için, evlenme yaşı giderek yükseliyor, boşanma oranı tavan yapmış durumda, evli olsan bile mutlu kadın sayısı yerlerde. 

Evlenmeyi bırakın adam gibi bir partner ile tanışmak bile mümkün olmuyor artık bu devirde. 

Tanışşanız da bir iki haftaya kalmaz adam ya evli çıkar ya sevgilisi vardır ya da gay...

Bunların hiç biri yoksa bir sürü yalanı ortaya çıkar anlattığı kişiyle olduğu kişi arasında dağlar kadar fark vardır.

Geçenlerde toplandık üç kız tabiki 3 kadın bir araya gelince konu geldi dayandı erkeklere, masadaki tek evli kadın benim ancak ne hissettiklerini de iyi bilirim.

İşte size bekar, başarılı, güzel kadınlardan inciler sunuyorum. İki bekar aradığını henüz bulamamışlar, eğitimli, kariyer sahibi, bakımlı ve güzeller. Ben çok güldüm onların konuşmalarına sonra iyiki bekar değilim diye sevindim (içten tabiki). 

...

Bekar Kadın 1: Bence 35 yaşına gelen her erkeğin kafasına bir chip takılmalı. Artık durulmalısın, birini bulup evlenmelisin diye uyaran bir chip.

Bekar Kadın 2: Bence onu beyinlerine değilde pipilerine takmak lazım. Ne de olsa beyinleri değil pipileri onların hayatına yön veriyor. Evet evet (Chip and Pin’den esinlenerek) ismini de Chip and Dick koymak gerek.



Bekar Kadın 1: Etrafım 25’lik erkeklerle dolu. 30 yaş civarı kendine güvenen kadınlara hayranlar. Ne yapacağım onlarla, çocuk mu yetiştireceğim?



Bekar bayan 1: Kadın ne istediğini tam olarak anlayabilmesi için 30 sene yaşaması gerekiyor. O yaşa geldiğinde de market dışı kalıyor. Onun yaşıtları erkekler ya çıtır peşindeler ya da hâla eğlenmek ya da iyiler zaten kapılmış oluyor.



Bekar Kadın 2: Bir erkeğin genç bir bayanla evlenmesi son derece doğal karşılanırken bir kadının kendinden küçük bir erkekle birlikte olması kullanılma, geçici heves olarak algılanıyor. İşte benim itirazım buna. Bu yaşı başı gelmiş erkeler de evlenmeye karar verseler bile kendilerinden çok küçük kadınları tercih ediyorlar.



Bekar Kadın 1: Birleşik Arap Emirlikleri’nde nüfusun %70’i Pakistanlı, Hintli ve Filipinli. Türk, Avrupa ya da Arap mentalitesinden farklı bir kültür. %20’si yerli onlar da yabancı ile evlenmek istemezler. Geriye %10 expat erkek kalıyor onların da coğu ya çok genç ya evli ya da buraya eğlenmek için gelmişler bir kaç seneliğine. Dolayısıyla aradığım insanı bulma şansım var mı? 

Bekar Kadın 2: Sence?



Bekar Kadın 1: Neden erkekeler kendilerinden daha genç bayan ararlar ki?

Bekar Kadın 2: Rahat komplike olmayan bir hayat istiyorlar, onlara itiraz etmeyecek, fazla şey istemeyen, küçük şeylerle mutlu olacak kadınlar.

Bekar Kadın 1: İyi peki de bir süre sonra sıkılmazlar mı bunlar hiç mi kendine güvenen güçlü bir kadınla birlikte olmak istemezler?

Bekar Kadın 2: Onlar da açlar entelektüel konuşmaya, sınırlarını zorlayan, yeteneklerini bilgilerini test edebilecekleri, onlara meydan okuyan kadınlara ama büyük ihtimalle sonra hayat kısa diye düşünüyor olmalılar. Hem erkekeler o kadar komplike değillerdir. Farklı şeylerle tatmin olmak yeter onlara. Kadın gibi çalışmaz kafaları.

Bekar Kadın 1: O zaman sorunun çözümü bu genç kadınları eğitmekte. Eğer onları eğitirsek, azına tav olmayın, bir gün yaşlanacaksınız ve sizde bizim hallere düşeceksiniz diye uyararak onları erkeklerin tuzağına düşmekten vazgeçirmek ve erkeklere olan talebi engellemek.

Bekar Kadın 2: İşe yaramaz, çünkü biz ne kadar söylesek bile onlar yine aynı hatalardan geçeceklerdir, biz dinledik mi büyüklerimizi zamanında?

Bekar Kadın 1: Yooooo



Bekar Kadın 1: Bir de şu tipler var. Peşinden koşar üç dört ay hatta bir yıl koşanı bile tanıyorum. Sonra dur bir şans vereyim dersin adam bir haftada vınnnn. Biri bana bunun nedenini açıklayabilir mi lütfen?

Bekar Kadın 2: Aynı şeyi ben de yaşadım ve sonunda dayanamayıp bir erkek arkadaşıma sordum. Cevabı şu oldu: "Erkek peşinden koştukça o kadını alıp başka bir yere koyar, yükseklere, ulaşamadıkça yükselir artık nomal bir insanoğlu olmaktan çıkar o kadın, erişilemeyen olağanüstü hiç bir kusuru olmayan bir ilah olur sonra beraber olduğu zaman hayal dünyasından çıkar ve karşısındakinin normal bir insan olduğunu gördüğü anda hayal kırıklığı yada elde etmenin verdiği egonun şımarıklığıyla çekip gider, kazanan o olmuştur nasılsa." Kabul edelim kızlar erkekler peşinden koşacakları kadınları isterler.

Bekar Kadın 1: Bir bu arıza tip erkek eksikti hayatımızda o da oldu tam oldu.

Ben: Ama kızlar kabul edin siz de daha çok sevmiyor musunuz peşinden koştuğunuz erkekleri, kadınlar da peşinden koşturan erkekleri beğenirler.

İkisi birden: Nilgün yorumlarını kendine sakla lütfen zaten moralimiz sıfır birde seninle uğraşmayalım akşam vakti.



Bence bu sorunun çözümü kadınlar arası işbirliği ile olur, kimseye dünyadaki son erkek muamelesi yapmamak lazım, önce kendini düşünmek ve toplum baskısına gülüp geçmek lazım, azına değil istediğini elde edene kadar hiç bir şeye kanaat etmemek lazım. 

Sonuçta erkekleri şımartanlar ve büyütenler de yine kadınlar değil mi?

Nilgün

Haftanın kitabı: The Carrie Diaries

Haftanın filmi: Sex and the City Movie 2 

Haftanın şarkısı: Love Is Your Color
2010-08-31
Bu yazı 2726  kez okundu.
Yorum: 01.09.2010
cok güldüm ben bu yaziya Nilgün!
Biz kadinlarin cilesi hep ayni hep ayni!!!! :-)
Benim kizlarinda dertleri ayni. 25 yasina kadar ciddi bir iliskide geciriyorlar en güzel yillarini, sonra ayriliyorlar, simdi de 26 yasindan sonra dogru düzgün adam bul? düzgünler zaten aile hayatinda bir cogu, digerleri de party partyyyyy diye baslarinin etini yiyor kizlarin....

bazen erken evlendigim icin kendimi cok sansli hisediyorum senin gibi hahahahhah :-)
Yorum: 31.08.2010
funny : )
Yorum: 31.08.2010
nilgun'cum senin yazilarinin basroldeki kadin oldugum icin sevinsem mi uzulsem mi bilemedim :)
saka bir yana, hakkaten cok gulduk o gun... umarim butun bekar kadinlar aradigi aski ve mutlulugu en kisa zamanda bulur... 2010, year of '10VE!!! :)

10 Ağustos 2010 Salı

Eyvah Kızım Büyüyor!


20 ay sonra kendisinin anne olduğunu yeni idrak eden başka bir anne var mıdır bilmiyorum.

Düşündükçe kalbim çarpıyor.

Derin nefes alıp sakinleşmem gerek. 

Bu da yeni bir duygu. Anne olmak ürkütüyor beni. Hiç rahat yok.

Son zamanlarda kendimi her zamankinden daha bir çok eleştirir oldum.

Yeterince akıllı, sosyal, başarılı, çalışkan, hatta zayıf ve bakımlı kısaca iyi bulmuyorum kendimi ve kızım için bunların hepsi ve daha fazlası olmalıyım diye düşünüyorum.

Çünkü o daha iyi bir anneyi hakediyor.

Kızım 20. ayını doldurdu ve artık etrafında olan biteni, konuşulanları daha iyi anlamaya başladı kısacası bebeklikten çıkıp bir birey olmaya adım attı çoktan.

Bebekken temel ihtiyaçlarını karşılamak, huzurlu sessiz bir ortam hazırlamak, müzik dinletmek, sevmek, kucaklamak yeterli gelirken şimdi daha fazlasına çok daha fazlasına ihtiyacı var. 

Bu da benim tam annelik (ne demekse, şu an kendimi yarım anne hissediyorum) sürecine geçmemi gerektiriyor artık söylediğim her söz yaptığım her davranış karakterine yön verecek, onun nasıl bir insan olacağını belirleyecek. 

Daha iyisini ona verebilecekken, bilisizliğimden, zaman darlığından ya da yetersizliğimden veremiyorsam, güçlü kendine güveni olan biri olabilecekken utangaç, korkak, mutsuz biri olarak yetiştirirsem ne olacak?

Bu işin sırrı nedir bilmiyorum galiba annenin karakteri en önemli rolü oynuyor, tabii annenin kendini geliştirmesi, doğruyu öğrenmesi mümkün, neyseki bir sürü kitap var bu konuda yazılmış sonra internet büyük bir bilgi kaynağı ama bazı şeyleri öğrenmek ve öğretmek zordur. 

Neyin en iyisi olduğunu bilmek zor, öyle bir kalın çizgi yok maalesef, insan yönetmek, büyütmek zor zanaat.

Şu an kızımla yaptığım ortak bir hobi yok, belkide benim aktiviteden saymadığım bir çok seyi yapıyorumdur farkında olmadan. (Bezini değiştirmek, banyo yaptırmak, parka gitmek, onu güldürmek için şaklabanlık yapmak sayılır mı?) 

Henüz yaşı küçük olduğu için mi yoksa yeterince zaman ayıramadığım için mi bilemiyorum.

Ancak onunla paylaşacağım, birlikte yapabileceğimiz aktivitelerin hayalini kurup dört gözle bekliyorum.

Büyük ihtimalle onunla yemek yapan, mutfağından güzel kokular çıkan bir anne olamayacağım.

Ya da oturup güzel bir resim yapamayacağım ona (geçenlerde kuzenimin kızımın üzerinde çalıştığı resim defterininde benim çizdiğim çiçek böcek resimlerini görüp ‘bunları o mu yaptı?’ diye sormasından tahmin edebilirsiniz ne kadar kötü olduğumu).

Çünkü balık burcunun yüz karası olarak el becerim pek yoktur.

Sinemaya gitmek, spor yapmak, dans etmek, yolculuk etmek, kitap okumak bunlar yetmez daha fazla ve daha özel şeyler bulmalıyım birlikte yapacak.

Bugünlerde bunu düşünüyorum, biz kızımla neler paylaşabilir, neler yapabiliriz diye.

Onu sevmeli ve mutlu etmeli fakat bu yeterli mi?

Kötü bir şey mi bilmiyorum ama asıl ben ondan ya da onunla birlikte bir dolu şey öğrenmek için büyümesini bekliyorum mesela hep isteyip yapamadığım piyona çalmayı öğrenmek, arapça dilini konuşmayı öğrenmek gibi (bir de bale kursuna gitmek var ama galiba onun için biraz geç kaldım).

Benim yapamayıp içimde kalan şeyleri ona yaptırmaya çalışırsam bu sefer de onun özgür bir insan olmasını engelleyecekmişim gibi geliyor.

Önüne sunduğum seçenekler benim isteklerimle sınırlı kalmamalı.

Benim bilmediğim bir şeyi ona nasıl seçenek olarak sunacağım onu da bilmiyorum.

Yeterince eğlenceli ve komik, cool ,eğitici, öğretici,yaratıcı bir anne olamama olasılığı beni korkutuyor.

Bunun için okumak, araştırmak, zaman harcamak gerekiyor ancak çalışan bir annenin buna nasıl zaman ayırabildiğini anlayabilmiş değilim.

Galiba önceliklerimin sırasını değiştirmek gerekiyor ancak ben sosyal hayatı olan, hobilerine zaman ayırabilen bir anne de olmak istiyorum aynı zamanda.

Elimde çocuk kitapları, zamanım el verdiğince okumaya internetten araştırmaya çalışıyorum fakat asıl sizlerin sihirli formülleriniz varsa onları duymak istiyorum ne de olsa yalnız olmadığını bilmek en büyük tesellimiz ve tedavimiz çoğu zaman.

Haftanın kitabı: Muz Sesleri

Haftanın filmi: Inception

Haftanın şarkısı: I heard you say

Nilgün
2010-08-10
Bu yazı 3495  kez okundu.


Yorum: 16.08.2010
Sen muhtesem bir kadinsin.
sen muhtesem bir insansin.

kötü anne olman imkansiz.

muhtesem bir annesin!!!

kendine karsi bu kadar acimasiz olma. iki laga luga ile kendini megaloman yapan insanlara bakma. Lafi herkes eder. islev önemli. Sen birtanesin... herseyinle! kizin senin gibi annesi oldugu icin COK SANSLI!!!!! öpüyorum kocaman ikinizi de! ve cok seviyorum SENI!!!!!