21 Haziran 2011 Salı

Yoksa Dubaililer Bize âşık Değil mi?!

Cok dogru soylemissin yine be Gulse Birsel!!! Hatasıyım bu kadının

Yoksa Dubaililer bize âşık değil mi?!

Aman Allahım!
Bu bayram tatili beni acı gerçeklerle karşı karşıya getirdi!
Canımız, kanımız, Birleşik Arap Emirlikleri'ndeki Arap dostlarımız, din kardeşlerimiz, yoksa Türkleri o kadar sevmiyorlar mı? Yoksa bütün sevgi saldırılarımız, arsa tahsislerimiz, şehrin ortasına Dubai usulü ve Dubai isimli kuleler diktirip kentin altyapısından trafiğine, herşeyi feda etmelerimiz boşuna mı?
Bayramda ayıptır söylemesi Seyşel Adaları'na, yorulmadan, uykusuz kalmadan gitmek için, gidişte ve dönüşte Dubai'yi duraklama noktası yaptık sevgili okuyucular.
Giderken iki gün kalınacak, iklime alışılacak, belki biraz alışveriş yapılacak, Burj Al Arab Oteli'nin altın kaplama ve her yerlerinden sular fışkıran iç mimari zevksizliğiyle eğlenilecek, hak yemeyelim, Dubai'nin turizm ve çölde emlak pazarlama konusundaki başarıları teslim edilecek. Dönüşte, transit vizeyle 9 saat kalınacak. Yani otele gidilip, uyunup, İstanbul'a devam edilecek.

DUBAİ'NİN TERCİHİ
Sanmayın ki Araplara özel bir gıcığım var.
Bilakis, entarili bir adamın arkasında yüzünü bile maskeyle kapatmış yedi kadının sıra sıra yürüme görüntülerine rağmen, petrolünün bitmesine az kalmış bir Arap emirliğinin, ilginç mimariye sahip süper lüks oteller, gerçekten iyi bir havayolu, indirimli alışveriş bayramı gibi zekice hareketler yapmış olması takdire şayan.
Dubai'yi yönetenlerin petrol paralarını adam gibi yatırımlara harcamasını, ve emirliği bölgenin çekim noktalarından biri haline getirmiş olmalarını hayranlıkla karşılıyorum.
Türkiye'ye yapılacak her türlü yatırımın kırmızı halılarla karşılanması gerektiğine de inanıyorum. Eğer belediye altyapı ve trafik sorununu çözme gibi beklenmedik bir başarı gösterirse, başımızın üstünde yerleri var.
Ancaaaak...
Bu sevgi ve iltifatın tek taraflı olduğunu hissettim!!
Dubai de dahil, Birleşik Arap Emirlikleri'nin vize sistemi, en sevilen ülkelerden, en sevilmeyenlere göre şöyle sıralanabilir, onların ağzından:
1) Canımız ciğerimiz Körfez İşbirliği Konseyi üye ülkeleri vatandaşlarının (Bahreyn, Kuveyt, Katar, Oman, Suudi Arabistan) vize almasına gerek yoktur!
2) Yine ciğerimiz sayılan Körfez İşbirliği Konseyi üye ülkelerinde oturanların da vize almasına gerek yoktur!
3) Bir tanecik İngiltere'nin, eşsiz vatandaşları, geldikleri anda havaalanında bedava vize alabilirler!

İMTİYAZ LİSTESİ
4) Sevgili dostlarımız, saygıdeğer ve imtiyazlı 33 ülkenin vatandaşları İngilizler'inkine benzer şekilde, Dubai'ye geldikleri anda bedava vize alabilirler. Sadece, bu bir aylık vizeyi uzatmak istediklerinde, özür dileyerek kendilerinden 28 dolar alacağız.
Şimdi bu 33 ülkeyi sayıyoruz: Fransa, İtalya, Almanya, Hollanda, Belçika, Lüksemburg, İsviçre, Avusturya, İsveç, Norveç, Danimarka, Portekiz, İrlanda, Yunanistan, Kıbrıs Rum Kesimi (yaaaa!), Finlandiya, Malta, İspanya, Monaco, Vatikan (şaka değil!), İzlanda, Andorra (vallahi şaka değil!), San Marino, Lihtenştayn (gülmeyin!), Amerika Birleşik Devletleri (elbette!), Kanada, Avustralya, Yeni Zelanda, Japonya, Brunei, Singapur, Malezya ve Hong Kong!
Dikkat ettiyseniz listede Türkiye yok!
Ve yine dikkat ettiyseniz, sevgili dostlarımızın "imtiyazlı" listesinde Kıbrıs Rum Kesimi mevcut, ayriyeten, din kardeşlerimiz, Vatikan'ı bize tercih ediyor!
Benim kalbim kırılmaz şimdi?
Vize listesinin en altına geliyoruz yavaş yavaş.
5) Bu üstteki ülkelerin vatandaşları dışındakiler (yani biz), isterlerse Dubai'ye gidebilirler ama, gitmeden önce birçok bilgi, kalacakları otel veya orada oturan arkadaşlarından teminat, 28 dolar ve en az bir hafta bekleme süresine ihtiyaç var! Bunun sonunda uygun görülürse vize alabilirler!
6) Listenin en altında, artık bir tek İsrail kalıyor ki, zaten eğer oranın vatandaşıysanız, veya pasaportunuzda İsrail damgaları varsa mümkün değil Dubai'ye giremiyorsunuz!
Diyeceksiniz ki "Avrupa'nın birçok ülkesi bizden vize istiyor". Tamam da "Avrupa Birliği üyesi olmayan ülkelerin vatandaşları" gibi, daha adil bir tanımlama var.
Oysa Dubai, bütün dünyaya kollarını açıp, herkesi turizme, alışverişe, iş yapmaya çağırmasıyla varolan, kendini bu "açıklık"la tanımlayan bir ülke.
Yani Türkiye, elini kolunu sallayanın girdiği, ekonomik hareketliliğini biraz da buna borçlu olan Dubai'nin yasalarına göre, güvenlik ve popülerlik açısından İsrail'den sadece bir üst kategoride!
Maslak'ı adamlara vermemiz, o kadar güleryüz tatlı dil, ikram, maalesef bizi "imtiyazlı" konuma bile getirememiş!

SÜRÜNEN TÜRKLER
Gidişte bütün bu gereksinimleri karşılayıp vizemizi alıp gittik. Ancak bu vize tek giriş olduğu için, dönüşteki sadece dokuz saatlik Dubai maceramız transit vizeyle olacak.
Ne yazık ki, Dubai Havaalanı'nda bizi bir sürpriz bekliyordu!
Bayram tatili dönüşü, sabahın beşinde, ellerinde kapı gibi transit vizeleri ve dokuz saat sonra Birleşik Arap Emirlikleri Havayolları'yla İstanbul'a uçacaklarını gösteren biletleri olduğu halde, Dubai'ye girmek için iki saat bekletilen bir grup Türk düşünün! Ancak bu iki saatin sonunda, göçmen bürosu çalışanı gibi bir Arap elemanın gelip, soyadları bağıra bağıra, nedense el koyduğu pasaportları sahiplerine dağıtmasını...
Sebebini soran bir gazeteci ve aldığı cevap: "Vizeyi burada inceleyip, onaylamadan sokmuyoruz. Ama herkese uygulanmıyor bu, Türk vatandaşı olduğunuz için yapıldı!"
İşte o gazeteci benim efendim!
Ve o kazulet kuleler yapılırsa beni müşteri olarak beklemesinler!

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder