3 Temmuz 2008 Perşembe

Türkiye kaçamağı


Gurbet insana koyar derlerdi anlamazdım.

“Aman canım abartıyorlar, farklı bir ülke, farklı kültürler, değişik insanlar, insan memleketini neden bu kadar çok özler, senede bir kere gördükten sonra?” derdim.

Gurbette olmanın canınızı acıtması bir tür hastalık gibiymiş.

Sizi vurması kiminde anında, kiminde zaman alıyormuş.

Ben dayanıklı çıkmıştım.

Bir yıllık Londra maceramda ilk iki ayı geçirdikten sonra Türkiye’yi özlediğimi söyleyemem. Yemeklerini bile özlememiştim o kadar.

Sonra Abu Dabi’ye taşındım. İki buçuk yıl harika geçti. Üstelik her şey yeniydi hayatımda.

Yeni bir ev, şehir, iş, ülke, eş ve arkadaşlar ile dolu dolu geçen bir iki buçuk seneydi.

Üçüncü seneme yaklaşırken yavaş yavaş İstanbul burnumda tütmeye başladı.

Hele o güzelim mutfağımızı düşünürken ağzımın suları akıyordu.

Gün içinde sık sık kendimi döner, lahmacun, mantı, dolma hayal ederken yakalıyordum.

Hamileliğimle alakası var mı bilmem ama gelin ben karnımdaki masum ufaklığı bahane edeyim, siz beni o kadar pisboğaz bilmeyin.

Kısacası ülke özlemim tam doruklara çıkmışken geçen hafta döndüğüm Türkiye kaçamağım çok iyi geldi.

Döner, kebap, lahmacun.

Bebek Marmaris büfenin cheeseburger’i, Abbas’ın waffle’ı.

Ortaköy’ün kumpir ve gözlemesi, ah hamile olmasaydım kumrusu ve kokoreci.

İnci’nin profeterol’u, Pelit’in ekpa’sı, beyaz leblebi, cevizli sucuk, baklava.

Su halindeki balıkçı, simit, açma, poğaça, börek.

Annemin dolmaları ve diğer tüm ev yemekleri başta zeytinyağlıları.

Boğazın eşsiz manzarası,

Bodrum’un soğuk güzelim denizi,

Arkadaşlarım, akrabalarım, ailem hepsini görmek ve yemek için günleri iple çektim.

Sayılı gün çabuk geçti, hiç birine doyamadan gözüm arkada döndüm.

Sadece özlediklerim bunlar değildi. İlk gün kuaförüme gittim, benden tekrar bir kadın yarattı.

Bu memlekette bir Hintlilerden bir de kuaförlerden çektiğim kadar hiç bir şeyden çekmedim.

Aynı gün cilt bakımı yaptırdım becerikli, işini bilen ellerden, cildim biraz nefes aldı.

Randevularımı Abu Dabi’ den iki hafta öncesinden alıyorum. Artık alıştılar.

Uçaktan inip onlara koşuyorum. Şöyle konuşmalar geçiyor aramızda.

Tatile mi geliyorsunuz, iyi iyi, ne kadar kalacaksınız?

Biraz azmış ama biz sizi adam ederiz merak etmeyin.

Ertesi gün, tezatların ülkesi B,A.E, hâla sinemalarda öpüşme sahnelerini bile kestiğinden, dolayısıyla geriye çok fazla bir sahnesi kalmayacağından gösterime girmeyen ancak dört gözle beklenen Sex and the City’ye gidildi.

Her kuruşuna, her anına değen harika bir filmdi, kızlarımdan (Carrie,Samantha,Charlotte ve Miranda) tam beklediğim gibiydi.

Gecenin tek pürüzü Nilgün’ün frigo kalmadığından yiyemeden dönmesi oldu.

İstanbul’da yeni açılan ve gazetelerden takip edilip ‘ah keşke orda olsaydım’ dediğim mekânlar teftişten geçirilmeye çalışıldı.

Sonra Bodrum’a geçildi, ailem ziyaret edildi.

Deniz biraz soğuktu, yinede çok iyi geldi.

Annemin yemekleri beni çok mutlu etti.

Karnımdaki fasulye (Şebnem’in çocuğuma taktığı isim) sayesinde gördüğüm müthiş ilgi alâkayla bir güzel şımartıldım.

Türkçe kitapları seçerken zorlandım, aklım alamadıklarımda kaldı hangi birini okuyacağımı şaşırdım.

Lalin hızır gibi yetişti, çok güzel kitaplar tavsiye etti.

Görmezsem gözlerimin açık gideceği Mardin’e yine zaman yetmedi, birçok sevdiğim insanı görme şansım olmadı, gördüklerime doyamadan zaman geldi geçti.

Önemli Not: Camilla’nın 4 Temmuz, İtalya’daki, Zeki’nin 5 Temmuz, Kıbrıs’da ki düğünlerinde yanlarında olamayacağım için çok ama çok üzgünüm. Her ikisine de mutluluklar diliyorum.

Camilla; In questo giorno di festa ho una sola cosa da augurarvi: che la felicità che oggi vi illumina il viso duri e si rinforzi nel tempo.

Con tanto affetto, Nilgün



Haftanın kitabı: Beyoğlu Rapsodisi

Haftanın şarkıları: If you want me ve Faling Slowly (Once filminden)

Haftanın filmi: Once
2008-07-03
Bu yazı 2896  kez okundu.







Verfasser des Kommentars
:
14.07.2008
Ahhhh Nillycim bilmezmiyim o gurbet ne kadar koyar insana. 2 hafta Cesme tatilinden sonra dun itibari ile bu soguk topraklara,bu insanlara donus canimi cok yakti.2 hafta sonra Hindistan ayri yakacak canimi.
Yazin super olmus bu arada.Gozlerimi kapayinca saydigin yemekler etrafimda ucusuyor.Biliyorsun sen ve ben bu pisbogazlilikla hayatta zayfilama hastaligina yakalanmayiz :)
Cok optum
Beantwortet von : nilgun
15.07.2008

Yok Zehra, sen gurbet hasreti cekme, seni daha neler neler bekliyor, hep Almanya'da kalacaksin diye bir sey yok,hem hala yenisin, orasi olmadi ver elini kim bilir hangi ulke, tadini cikart, su an yemek yemekten bile daha cok yapmak istedigim bir sey var, yeni ulkeler gormek istiyorum, surekli her ulke bana goz kirpiyor, cagiriyor.Sen gez bol bol. Cesme zaten bizim. Optum

Verfasser des Kommentars
:
08.07.2008
yazındaki vatan, yemek, yurdum insanı özlemini burada yaşadığım için çok anlayamıyorum... ama aynı şeyi kıbrısta yaşadığım güzel 1.5 tıl nedeniyle orası için hissediyorum :)
iyi ki geldin ve görüştük...özlemişim seni...çok gezemedik ama...next time...be good, feel good:)
Beantwortet von : nilgun
15.07.2008

Bir dahaki sefere sen gel arkadasim, daha cok vakit geciririz. optum seni

Verfasser des Kommentars
:
04.07.2008
Gurbet kaldi mi artik diyorlar ama kaldi , koyar hem de nasil ama yasayana. Seni de iki canlisin diye beslediler mi bol bol. Kendi mi Allien gibi hissedrdim bu iki canli kelimesini duyunca hamileligimde:)

Yemin ederim erimeyecek birsey olsa sana Frigo'yu bulup postayala yollardim ama postada erimese bile cöle gelince frgonun f'si kalmaz.

Buralardan canin cektigi birsey olursa hemen bildir, sonrad amidede bil:))
Beantwortet von : nilgun
15.07.2008

Sevda cok sevimliydi yorumun. Birseye ihtiyacim olursa oralardan soylerim, simdilik yorumlariniz sanal desteginiz bile cok iyi geliyor. Cok optum

Verfasser des Kommentars
:
03.07.2008
ah ahh Nilly yaaa.. Guzel yazmissin seker.


Verfasser des Kommentars
:
03.07.2008
Nilgün'cüm sen beni maf ettin, kahrettin!
kumpir hastasiyimdir, helede ortaköyl kumpiri! offf!

Esimle biz her sene hemen hemen her gün türkiyede iskender kebap yiyoruz. o sicakta, o bunaltici havada bile yiyoruz.... hastasiyim kebapin!

Sex and the City de bir sahne varmis ki ne sahneymis:-) araplar kadinlari o sahneyi görmüs olsalardi ayaklanma cikarirlardi, devrim yaparlardi vallahi:-))))))
Beantwortet von : nilgun
15.07.2008

Valla araplari sex and the city degil Gumus (burda Noor adiyla yayinlaniyor) dizisindeki erkek oyuncu zaten bastan cikardi. Herkes bayiliyor, hastasi olmus surekli Turkler hep boyle yakisiklimi diye soruyorlar,bende oooo ondan daha da yakisiklilar diyorum tam cildiriyorlar:)Sahi Gumus bu kadar populermiydi Turkiyede, bilen var mi?Genc yasli televizyonun onunden ayrilmiyorlar.

Verfasser des Kommentars
:
03.07.2008
Nilguncum, walla oyle guzel anlatmıssın ki, bu aksam ortakoye gidip yazdıklarının hepsini yiyesim geldi :)) ama tabi burnunun dibinde olunca o kadar da kıymetli olmuyor,, Bebek için tebrikler buarada cok guzel bi haber, sevgiler ...
Beantwortet von : nilgun
15.07.2008

Elacim git ye lutfen, orda yasarken degerini o kadar bilemiyoruz yada tadini yeterince cikaramiyoruz.Cok tesekkurler, ispanyolca ogreniyormussun simdide, ablan soyledi, sana hayranim.cok optum

Verfasser des Kommentars
:
03.07.2008
hamile olduğunuzu bilmeseydim bile, bu yazıdan anlardım. hamilelik çok farklı duygular yaşatıyor insana.umarım size de hep güzel duygular yaşatır.size ve ailenize mutluluklar diliyorum.ben hamileyken bana hep "bunlar senin iyi günlerin, tadını çıkar" derlerdi ben de sinir olurdum.bu yüzden size söylemeyeceğim aynı şeyleri.
siz her halukarda tadını çıkarın.öncesinde de sonrasında da
sevgiler
Beantwortet von : nilgun
15.07.2008

Sevgili Zuhal Hanim (bende iyi bir anneyiz biz okuyucusuyumdur:) evet bugunlerin tadini iyi cikarin diyenlerin inadina cocugumlada her yere gidecegim gezecegim, hatta bir turlu yapamadigim master'imi onunla yapacagim, hic bir seyden geri kalmayacagim... insallah
tesekkurler

Verfasser des Kommentars
:
03.07.2008
ah be nilgünüm
senin 9 ayın askerlik gibi hiç geçmicek sanki..zaten mardin de seni bozar şimdi..
istanbul bodrum diil de sen bari bize gel antep nisbeten daha yakın sayılır..burdaki lezzetleri hiç saymiyim istersen..:)selamlar sevgiler..
Beantwortet von : nilgun
15.07.2008

Antep'e gelirsem en az bes kilo alirim ben. En sevdigim yemekler Antep yoresinin yemekleridir zaten. Sen sayma ben sayarim, icli kofte, baklava, cevizli sucuklar, muskasi Allah daha neler neler...bir gun gelecegim hem Mardin'e hem seni ziyarete.Cok optum

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder