Sonunda öğrendim. Sonunda diyorum çünkü benim gibi meraklı biri için 4 ay geçmek bilmedi. Bir kızım olacak!
‘Senin oğlun olacak bak görürsün’ diyen o kadar çok insan olmuştu ki, üstüne bu konularda çok bilgili arkadaşım Uygar bilgisayarında Çin takvimine göre yaptığı hesaplamaya göre ‘Bu çocuk erkek’ dediğinde kendimi bayağı inandırmıştım oğlum olacağına.
Sevda ve Şebnem’in ısrarlı ‘Senin kızın olacak’ söylemlerini ciddiye almayınca böyle oluyor.
Ben ve eşim kendimizi erkek çocuğa alıştırdığımız için biraz şaşırdık.
Her ne kadar doktordan çıkınca gördüğüm en tatlı erkek çocuğu ‘Ben de bundan bir tane istiyorum’ deyip vızıldamama neden olsa da mutluluğumu azaltmaya yetmedi.
Hemen annelere haber verildi. Annem en baştan beri isteğinin kız torundan yana olduğunu saklamamıştı. O yüzden habere çok sevindi.
Eşimin annesini aradık. Ona kız mı erkek torun mu istersiniz diye sordum. Politik bir cevapla hiç fark etmez dedi.
Kız olduğunu söyleyince çok sevindi ‘Erkek olsa bu kadar sevinmezdim’ diyerek itirafta bulundu ve ‘Demek küçük Sena yolda geliyor’ diye yorum yaptı. (Evet kızımın ilk ismi belli oldu, Sena. Sizce nasıl?)
Doğumu hangi hastanede, şehirde ya da ülkede yapacağıma hâla karar veremedim.
Size bu ülkede doğum izninin sadece 45 gün olduğunu söylemiş miydim? 45 gün, izinlerinizi kullanırsanız en fazla 60 gün sonra işte çalışıyor olmanızı bekliyorlar. Daha fazla kullanmak isterseniz ücretsiz izin alabilirsiniz, tabii patron izin verirse. İşi bırakmak istemiyorum, ancak 60 günlük bebeği bırakıp işe dönmek istemediğim de kesin.
Bakıcı konusuna girmiyorum bile, o ayrı bir çile.
İkinci isme karar vermem gerekiyor. Bu konuyu çok önemsiyorum. Benim çektiklerimi çeksin istemiyorum. Yabancıların ismimi ilk seferinde doğru söylediklerini hatırlamıyorum.
İkincisinde anlasalar bile telaffuz çok farklı çıkıyor. Önceleri ‘Bana Nil deyin’ diyordum. Güya onlar için kolaylaştırıyordum. Baktım oda çok işe yaramadı, üstelik İngilizce ‘sıfır’ anlamına geldiği için olsa gerek tuhaf tuhaf suratıma bakıyorlardı.
Bir gün bir arkadaşım ‘Gel senin adın Nilly olsun’ dedi. İlk seferinde anlamasalar bile en azından akıllarında kalıyordu. Zaman zaman ‘Nellie’ diyen bile oluyor hâla. Ben artık ismimi düzeltmeye çalışmaktan çoktan vazgeçtim. Nilgün ismini kaç değişik versiyonda telaffuz edebilir ki bir insan diye hayret ederken, Abu Dabi’de çalışmaya başladıktan sonra Nilgün’ü kaç değişik şekilde yazmayı başarabilir bir insan diye şaşıp kaldım. Benim yazdığım bir maile cevap atarken bile (ismim mailde yazdığı halde) bana Nilgen, Nilguent, Niljun, Nuglin, Niltun, Neglen diye hitap eden bile oldu. İnanın bu liste bununla sınırlı değil.
Bu nedenle kızımın bu kâbusu yaşamasını istemiyorum.
Dört gözle isim önerilerinizi bekliyorum birde kız annesi olmak nasıl bir duygudur bana onu anlatın lütfen!
Şimdiden çok teşekkürler.
Niglen
Haftanın kitabı: Ben Böyle Veda Etmeliyim
Haftanın şarkısı: Labels or Love, Fergie
Haftanın filmi: The Other Boleyn Girl |
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder