Bugun okudugum bir yazidan
alinmistir.
Psikolog Aysun Bal’a göre
çocukla çocuk olmak onun güvenini kazanmak için kesinlikle gerekli ama sınırları
olmalı. Bal şöyle açıklıyor: “En önemli şey fiziksel olarak çocuklaşmak.
Onunla oynarken dizlerinizin üzerine çökmek, gözlerinin içine bakmak ve
kesinlikle anlayacağı bir üslupla konuşmak gerekiyor. Hırslanmak, gaza gelmek gerçekten çocuklaşmaksa
çok tehlikeli. Çünkü hal böyle olunca çocuk karşısında bir rol model bulamıyor
ve agresifleşiyor. Oyun oynarken inatlaşmanın tamamen karşısındayım. Çünkü her türlü inatlaşma ters teper. Durup dururken
çocuğu
sinirlendirirsiniz. İnadını perçinler, özgüvenini kırarsınız.
Karne ve Odul
Karne asla bir başarı
ölçüsü olmamalı. Yuva çağındaki çocuklara uygulanan üzgün surat, gülen surat değerlendirmelerine
de karşıyım. Gülen yüz alamayan çocuk inanılmaz mutsuz oluyor ve bu, minik
yüreğine
ağır
geliyor. İlkokuldaki çocukları bir şeyi doğru yaptığında sticker’la ödüllendiriyorlar. Takdir edilmeyen çocuk sticker’sız
kalarak cezalandırılıyor. Bunu yaparak performans kaygısı taşıyan
çocuklar yetiştiriyoruz. Örnek vermek gerekirse resim dersinde yaptığı
manzara resmiyle sticker alan çocuk, sonraki derslerde hep aynı resmi yapıyor.
Bir kere beğenilmesi yaratıcılığını öldürüyor, hayal gücüne sınır koyuyor. Bu yüzden ödül ve ceza
yöntemine eğitim sisteminde yer verilmemeli. Yetişme çağındaki çocuklarda en önemli
nokta aileyle olan ilişkisi. Uykusu ve yemeği sorgulanmadan önce ilişkisi sorgulanmalı. Çünkü sağlıklı bir ilişki kurulduğunda diğerleri yüzde yüz yolunda gidecektir.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder