Genelde başarılı bir öğrenci olmuşumdur okulda. Özellikle ortaokulda, her dönem mutlaka takdirname alırdım. (Herhalde artık kalmamıştır böyle şeyler.)
Mümkünse Tanrı bizim dönemdeki eğitim sistemini düşmanına vermesin. Son zamanlarda her şeyin daha da kötü olduğunu okurum, duyarım. Demek kötünün de kötüsü olabiliyormuş.
Hatta takdirname getireceğim o kadar kesindi ki, kimse şaşırmaz, sevinçli bir aferin ile geçiştirilirdi.
Konumuz ortaokuldaki Türkçe dersi ve öğretmenim Dursun Çöpoğlu. Üstelik sınıf hocamızdı, karnelerimizi o dağıtırdı.
Okulda en çok Türkçe öğretmenimi severdim. Müthiş komik dolayısıyla da zeki bir adamdı.
Evli, iki çocuğu ve öğretmen maaşı ile bile mutlaka ama mutlaka takdirname ve teşekkürname alan öğrencilere kitap hediye ederdi, yeni gıcır gıcır kitaplar, üstelik herkese farklı bir kitap verirdi, kişiye göre özenle seçilmiş kitaplar.
Bir Türkçe öğretmeninden daha asil bir davranış beklenebilir mi?
En çok onu seviyor olmam maalesef dersinde başarılı olduğum anlamına gelmiyordu, çünkü karnemde tek 3, Türkçe dersine aitti.
Okulda iken kompozisyon yazmak, okuduğunuzdan ne anlıyorsunuz sorusuna cevap vermek inanılmaz bir kâbustu benim için.
Bir atasözü verilip, bu atasözündeki saklı mesaj nedir, üstüne de en az bilmem kaç kelime yazmalısınız diye bir sınav sorusu geldiğinde nefret ederdim, kaçacak delik arar, sınav kağıdını her zaman en önce ben teslim ederdim, bu işkence artık burada bitmeli diyerek. Nedense o zamanlar kısa yaz, öz yaz sloganı da o kadar popüler değildi, daha çok yazınca daha iyi not alıyordunuz, hatta kelime falan sayılıyordu buda benim daha çok saçmalamama neden oluyordu. Hocamın hatırı ve yapacağı esprileri kaçırma korkum olmasa derse girmemek için her türlü bahaneyi uyduracağım.
Kompozisyon yazma konusunda tek kelimeyle berbattım, hatta o kadar berbattım ki, hocam sınıfta yapılmaması gereken hatalara örnek verirken ismimi vermeden hep benim kompozisyonumu seçer ve sınıfa okur, o harika espri anlayışıyla bir güzel dalgasını geçer ve tüm sınıfı gülmekten kırıp geçirirdi.
Hakikatten komik, saçma, alakasız ve gülünç şeyler yazardım.
Aslında şimdi düşünüyorum da, belkide öğretmemim o kadar komik değildi, malzemesi harikaydı.
Hoca yazdıklarımı okudukça sınıfta, nasıl yazmışım böyle bir şey, ne aptalca diye kendimden utanır, kıpkırmızı olur, bir yandan da kimliğimi ortaya çıkarmamak için hocanın bakmadığı zamanlarda zoraki gülerdim, bazen ciddi ciddi gülerdim.
Yazdıklarıma ben bile inanamazdım ‘salak Nilgun, salak Nilgun’ neler yumurtlamışsın diye kendi kendimle dalga geçtiğim, utandığım çok oldu.
Ben 4 almayı nadir başardım toplam 6 dönemde, onda da hocanın kıyağı var olduğuna eminim. Bence 3’ü bile hak etmiyordum. Hocayı eğlendirdiğim için 3 verdiğini tahmin ediyorum.
Ah keşke bu yazımı okuyabilse, tekrar o günlerden konuşabilsek, hatta saklıyorsa o yazdığım saçma, komedi dalında ya da en berbat eser ödüle aday şaheserleri gösterip okuyabilsek ve dalga geçebilsek ne güzel olur. Samsun’lu sarışın sevgili hocam Dursun Çöpoğlu öğretmenlerim arasında hiç unutmadığım hâla ismini hatırladığım tek öğretmenim, saygılarımı sunarım.
Şimdi burada bir şeyler yazıp ahkam kesiyor olduğumu bilseniz ne dalga geçerdiniz değil mi? Bana güzel kompozisyon yazmayı öğretemediniz ama galiba sizde bol bol olan ve benim çok sevdiğim “ironi” den bolca bulaştırdınız, ne dersiniz?
Nilgün
Haftanın kitabı: Ben Duygu
Haftanın şarkısı: Crazy
Haftanın filmi: My Blueberry Nights |
|
|
Edebiyat Öğretmeni Dursun ÇÖPOĞLU benim dayım olur.Kendisini 14.02.2008 günü kaybettik. Mekanı cennet olsun. |
|
|
|
|
|
Nilgün merhaba,
Seni bulmak çok güzel. Çok aradım seni izine ulaşamadım.Mesajı aldıysan mail at lütfen.
sıra arkadaşın Gülçin Günaydın |
|
|
| Beantwortet von : nilgun | 21.05.2009 |
|
|
| Bu yazıyı yazdıktan 7 ay sonra hocamın vefat ettiği haberini aldım, üstelik daha çok yeni. Şubat 2009'da aramızdan ayrılmış. Keşke onu daha iyi arayıp bulsaydım ve bu yazımı okutabilseydim diye üzülüyorum o günden beri. Allah rahmet eylesin sevgili hocam. Sayenizde Gülçin, Berra ve sevgili iş arkadaşınız ve bizim güzel hocamız Cemali Dedeoğlu ile tekrar temasa geçtik. Sizi hep saygıyla ve sevgiyle anacağiz.
Nilgün |
|
|
|
|
|
|
Merhaba Nilgün Hanım,
resminizi görüp yazını okuyunca tüm bunlar çok tanıdık geldi. Hatırlayabilir misiniz bilmem ama sizinle aynı sınıfta okumuştuk.Dursun bey benim için de çok özel bir öğretmendi.Onu burada tekrar hatırlattığınız için teşekkür ederim.
sevgiler
Berra Özkalay YILMAZ
|
|
|
| Beantwortet von : nilgun | 25.01.2009 |
|
|
| Merhaba Berra
Bana biraz daha hatirlatman gerekiyor, lutfen biraz daha ayrinti, ben balik hafizali biriyim maalesef, cok ozel seyi bile unuturum, yorumunu yeni gordum, bana nilgunozhan@yahoo.com adresinden ulasirmisin lutfen, bana e mail adresin gelmiyor, yorum sitede yayinlansin kismini isaretledigin icin, mailini bekliyorum. gec cevap icin ozurdilerim. |
|
|
|
|
|
|
Okul gunlerimi soyle bir dusundumde, kitap okumayi cok sevmememe ragmen turkce, ilerleyen yillarda adı edebiyat olan dersleri sevemedim.Ama yinede kitap okumaktan vazgecmedim.Sanirim benim favorim lisede Tarih ogretmenim Ulku Hanim olurdu :) |
|
|
|
|
|
insan bazen eskileri hatırlayıp efkarlanıyor nilgün hanım.
bende öyleyim eskiden çok kızardım öğretmenlerime veya anneme babama. ama şimdi düşündükçe ne kadar haklı olduklarını daha iyi anlıyorum.
eskiyi bilmem ama şimdi çok güzel yazdığınız bir gerçek.
size ve kızınıza sevgiler.
isim konusunda karara vardınız mı?
merak ettim. |
|
|
| Beantwortet von : nilgun | 14.09.2008 |
|
|
| Sagolun Gul Rana hanim, cok incesiniz beni hep mutlu ediyorsunuz.
Isim konusunda yesil isik geldi Lalin'den, tek sorun iki isim olsun mu olmasin mi ona karar vermek, yoksa Lalin ismini cok seviyorum. Bakalim hala dusunuyorum.Size ve oglunuza sevgiler:) |
|
|
|
| Beantwortet von : berra yılmaz | 19.12.2008 |
|
|
| merhaba nilgün
Önce bebeğin için seni ve eşini tebrik ederim.Ayrıca da bu güzel yazı için teşekkür ederim.Bu yazı sayesinde hem dursun beyi tekrar anmış olduk hemde beni hatırlar mısın bilmem ama seni bulmama yardımcı oldu.Ben ortaokulda sınıf arkadaşın Berra Özkalay
sevgiler.. |
|
|
|
|
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder