2 Temmuz 2009 Perşembe

Dünyayı ve Beni Sarsan Anlar


Geçenlerde Hürriyet gazetesinde “Dünyayı Sarsan 50 An” başlığını gördüm ve tıkladım. Lütfen sizlerde bakın.

Birçoğu korkunç görüntüler. Ölümün, dehşetin, acının, açlığın, savaşın fotoğrafı.

Beni tabii ki en çok etkileyenler içinde çocukların olduğu fotoğraflar oldu.

Anne olmadan önce itiraf etmeliyim ki çocuklardan uzak dururdum. Sevimli olmalarına rağmen gürültücü, problemli, yorucu ve bencil yaratıklardı benim için. Anne olduktan sonra çocukların o sihirli dünyalarına adım attım. İnanılmaz bir duygu. Keyifli, şaşırtıcı ve tek kelimeyle olağanüstü.

Kızıma olan aşkım, tüm çocuklara hayranlık duymama neden oldu. 

Kuzumun sayesinde onların büyülü dünyalarını tanıma şansım oldu.

Aynı zamanda bu kadar acı verici olabileceği hiç aklıma gelmemişti. 

Sanki bunca yıl onları ihmal etmemin bir çeşit cezasını çekiyorum. 

Ben anne olduğumdan beri üzülüyorum. Çocuklarla ilgili her şey beni sulu göz biri yaptı. Onlar ile ilgili her kötü haber beni çok yıpratıyor.

Sizlere de aynı şey oluyor mu? 

Tamam, bu görüntüler herkesi çileden çıkarır ama anne olunca daha mı çok acıtıyor? 

Belki de tüm anneleri kendim gibi görmeye başlıyorum. Halbuki ne berbat anneler var.

Hiç bir zaman anlayamayacağım; anne olduğu halde bırakın başka çocukları kendi çocuğunu bile sevemeyen anneler var. Bu nasıl mümkün olabilir?

Ben kimsesiz çocukları, açlıktan ölmek üzere olan, kendi ailesinin elinde bile zulüm gören çocukları düşünmekten kafayı sıyırmak üzereyim. 

Sudan’da bir akbabanın açlıktan ölse de yesem diye arkasından takip ettiği küçük kızın fotoğrafını ilk gördüğümde bir hafta kendime gelememiştim, anne de değildim.

Ancak artık daha bir kahroluyorum. Fotoğraf her aklıma geldiğinde o yavruyu kucaklayıp sevmek ve bakmak için hayaller kuruyorum. Keşke orada olabilseydim, keşke ona yardım edebilseydim diye. 

Sudan’lı kızı orada bırakıp gittiği için haklı olarak eleştirilen fotoğrafçı Kevin Carter bu görüntüleri 1993 yılında çektikten sonra 1994 yılında intihar etti. Bıraktığı intihar notunda çektiği fotoğraflardaki acı, işkence ve zulüme katlanamadığından bahsetmiş. 

Onu çok iyi anlıyorum. Ben bakarken bile inanın kızım olmasaydı şu an ölsem gam yemem diyorum. O, bu ana canlı olarak tanık olmuş.




Gördüğümden beri aklımdan hiç çıkmayan diğer bir fotoğrafta, aşağıda babasının yanında şok olmuş, acısı, üzüntüsü, yaşadığı travma yüzünden okunan Irak’lı çocuk ve yüzü maskeli çocuğunu teselliye çalışan baba görüntüsü. Birileriyle paylaşmazsam çıldıracağım sanırım. O yüzden sizleri de bu üzüntüye ortak etmek istedim. 

Şu şok, üzgün, nefes almakta zorlanırmış gibi açılmış ağzı ile yüz ifadesine bir bakın. 

Kızımı bu aralar en mutlu eden ve merakını uyandıran şey yüzümü görmek ve ona dokunmak. Bir türlü becerip korkudan kesemediğim tırnakları ile yüzümü acıtıp, çizse de dokunmasına izin veriyorum. Nasıl engel olabilirim ki?

Bu zavallı yavruya ise babasının yüzünü bile göstermiyorlar. En fazla ihtiyacı olduğu anda bile!



Ne gereği vardı bu görüntüleri verip bizi rahatsız etmeye? Derdimiz bize yetmezmiş gibi...

Zaten canımız sıkkın. İşte patron, evde kocalarımız. Yaz geldi, kilolarda olduğu gibi duruyor. Tatile de gidip gidemeyeceğimiz belli değil...

Ne büyük dertlerimiz var. Bize de yazık aslında. 

Di mi?

Nilgün
2009-07-02
Bu yazı 7389  kez okundu.


Yorum: 03.07.2009
merhaba nilgün hanım.

beni kahrettiniz bir kez daha bu fotoğraflarla.:(
bende dediğiniz gibi çocukların dünyasını hiç bilmezdim.

çocukları sevmezdim canım cicim diye. oğlumun doğumuyla dediğiniz gibi sulu gözlü bir kız oldum.(kadın demek istemiyorum:))

çocuklara bir şey olmasın ne olur diye dualar ediyorum.

sizin yazınızı okurken oğlumun doğum günü pastasını yiyordum, ta ki fotoğrafı görene kadar.

Attım tabağı kenara...
Biz bunca rahatlığı haketedecek ne yaptık! masum çocuklar açken bizdeki rahatlığın karşılığını ödeyebiliyor muyuz Rabbime...

Ne kadar şükretsek, ne kadar dua etsek de az.
Elimizdeki nimetlerin farkına varıp, şikayet etmeyi kesmemiz lazım bence. en azından ben kesmek istiyorum, deniyorum.

Yazılarınızı okumak çok keyifli.
çok öpüyorum sizi ve kızınızı.
sevgiler
Rengarenk Kadın

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder