Bugun yani 29 Nisan 2013 Ece Temelkuran ile tanisma sansina eristim. Kitap gecemizin konuguydu ve cok tatli bir kadin, sevgi pitircigi anlaminda demiyorum aksine dobra ve ne dusundugunu her ortamda soyleyebilecek kadar cesur bir kadin. Kitabini nasil yazdigini karakterleri nasil olusturdugundan bahsetti. Cok merak ettigim bir soruydu, hikayenin hangi kismi kurgu hangi kismi gercek" sorusuna yanit alamadik tabiki! O bende gizli dedi
Ben anneniz hayatta mi diye sordum oda evet ama bu kitabi yazmadan once onunla hesaplasmami yapmistim, kapatmistim dedi.
Hangi yazarlari sevdigini sordum Ayfer Tunc, Ahmet Umit, Murat Mentese ve Hakan Gunday dedi.
Kitabin filmi henuz cekilmiycekmis oyle bir proje yokmus, trailer da ise yuzler net gorunmesede cok unluler var dedi.
Bir sonraki kitabini Almanya'da yazacakmis, 8 yasindaki bir Kurt kizini yazacakmis
En cok hangi karakteri sevdigimizi sordu
Ben Madam Lila dedim neden bilmiyorum, o aslinda Maryam'in en baba karakter oldugunu ima etti.
Hikayenin sonu yazdigi gibi degilmis o kendi uydurdugu bir sonmus
Orta Dogu'da yasamanin cok zor oldugunu ve artik yoruldugunu ve yer degistirmek istedigini soyledi. Tunusdaylen onun kaldigi mahallenin cevresi kusatilmis yakilmak istenmis.
Arapca biraz biliyorum dedi, burdaki kitap gecesi, kitap fuari kapsaminda yerli kadinlardan olusan bir book club icin gelmis, cok sasirdim, yerli kadinlarin book club'i var ve ET'yi cagirmislar tabiiki kitabi okuyan henuz yokmus kitap arapcaya 6-7 ay once cevrilmis.
Bana sen nerelisin diye sordu, Erzincan diyince Kurt'musun diye sordu...
Sonra ona bazilarinin yazdigi hikayeyi ilettim cok sevindi tuylerim diken diken oldu bu cok guzel dedi ve cok sevindi
Cok daha kalabalik olur diye bekledim ama yine olmadi ama hayret etmeyi kesmem lazim, benimle ayni heyecani tasimalarina imkan yok herkesin, kizmadan bosvermem lazim
Ben kendim mutlu oluyorum, sadece unlu biri oldugu icin ayip yani az kisiyle onu agirlamak, o yuzden organize eden kendin olunca mahcup oluyor insan ister istemez
Kitapdan bazi ozlu sozler;
Ben anneniz hayatta mi diye sordum oda evet ama bu kitabi yazmadan once onunla hesaplasmami yapmistim, kapatmistim dedi.
Hangi yazarlari sevdigini sordum Ayfer Tunc, Ahmet Umit, Murat Mentese ve Hakan Gunday dedi.
Kitabin filmi henuz cekilmiycekmis oyle bir proje yokmus, trailer da ise yuzler net gorunmesede cok unluler var dedi.
Bir sonraki kitabini Almanya'da yazacakmis, 8 yasindaki bir Kurt kizini yazacakmis
En cok hangi karakteri sevdigimizi sordu
Ben Madam Lila dedim neden bilmiyorum, o aslinda Maryam'in en baba karakter oldugunu ima etti.
Hikayenin sonu yazdigi gibi degilmis o kendi uydurdugu bir sonmus
Orta Dogu'da yasamanin cok zor oldugunu ve artik yoruldugunu ve yer degistirmek istedigini soyledi. Tunusdaylen onun kaldigi mahallenin cevresi kusatilmis yakilmak istenmis.
Arapca biraz biliyorum dedi, burdaki kitap gecesi, kitap fuari kapsaminda yerli kadinlardan olusan bir book club icin gelmis, cok sasirdim, yerli kadinlarin book club'i var ve ET'yi cagirmislar tabiiki kitabi okuyan henuz yokmus kitap arapcaya 6-7 ay once cevrilmis.
Bana sen nerelisin diye sordu, Erzincan diyince Kurt'musun diye sordu...
Sonra ona bazilarinin yazdigi hikayeyi ilettim cok sevindi tuylerim diken diken oldu bu cok guzel dedi ve cok sevindi
Cok daha kalabalik olur diye bekledim ama yine olmadi ama hayret etmeyi kesmem lazim, benimle ayni heyecani tasimalarina imkan yok herkesin, kizmadan bosvermem lazim
Ben kendim mutlu oluyorum, sadece unlu biri oldugu icin ayip yani az kisiyle onu agirlamak, o yuzden organize eden kendin olunca mahcup oluyor insan ister istemez
Kitapdan bazi ozlu sozler;
“Belli ki dünyayla başa çıkan
ama kalbiyle başedemeyen bir kadındı.” (s.10)
“İnsan, o
da eli iyi gelmişse, hayatta kendini bir kere bütünüyle görür. Ömrün
gerisi ya o sahneye yeniden kavuşmak için geçer ya da ondan
kaçmakla.” (s.39)
“Işığın bir
sesi olmalı. Yoksa sivrisinekleri karanlıkta daha iyi duyuyor olmazdık. Işığın bir
kütlesi olmalı. Yoksa karanlıkta daha iyi sevişiliyor
olmazdı.” (s.93)
“Yapmanız lazım gelenler ortadan
kalkınca, olmanız lazım gelen kadınlar olacaksınız. Etrafınıza bakın.
Göreceksiniz ki hayat bizim nefesimizde.” (s.124)
“Hakikatte kadınlar, bu alem içinde
başka bir alemde yaşarlar. İçine aşklarını
ve büyülerini üfledikleri bir alemdir bu. Erkekler biteviye o alemi hırpalar, yıkar.
Kadınlar ise yeniden üfleyerek nefesleriyle kurarlar o alemi. Kadınlar, erkekleri
de üfleyerek var ederler. Bir erkek, bir kadının nefesi kadardır; başka
hiçbir şey değildir.” (s.126)
“Bir insan bu kadar mı hevesli olur
yaşamaya, ortada bir hayatı bile yokken.” (s.141)
“Ah! Tanrılar, kendi hikayesini
yazabilen ölümlüleri eşitleri gibi severler. Sen
de biliyorsun ey gezgin. Gemiye binersin, çünkü gitmekten başka
gidilecek yer yoktur.” (s.173)
“Evlilik, tatlı hanımefendi,
porselen takımların desenlerini adamın yüzünden daha çok gördüğün bir
münasebettir. Benim ise, şükür ki, her zaman porselen
takımlardan daha heyecanlı şeyler oldu hayatımda. Çin
porselenlerinden daha desenli adamlar!” (s.194)
“Sendeki sende kalacak. Kimse ile
ilgili değildi, kimse ile ilgili olmayacak. Aşk onunla
ilgili değildi, olmayacak. Yerine başkası
gelecek, aşk hep sende kalacak. Gelecek olana yer aç.” (s.203)
“İnsan
kendini durup dururken sevemez. Palavra o işler. İnsan
kendini ancak bir tanrı onu severse, birinin onu sevdiğine inanırsa
sevebilir. İnanmalısınız yoksa delirirsiniz.” (s.205)
“Tanrı bulutlarla bir şey yazmış ama
okursam delirecekmişim.” (s.216)
“Güzelcik, onu affedemezdin. Onu
affetseydin, kendini affedemezdin.” (s.225)
“Yaralar bir kere açılınca, yarasız
olmak diye bir şey yok.” (s.226)
“Kızlar yetiştiriyorum
yabancı. Erguvan ağaçları gibi. Erguvanların kıymetini bilmeyen ve mineleri
görmeyen erkeklerden uzak durmaları için uyarıyorum onları. Onlara şarkı
söylemeyi, şiir yazmayı, çiçeklerden yemek yapmayı ve kılıç sallarken tanrılar
gibi zarif olabilmeyi öğretiyorum. Alt etmekten
keyif almayı, karacalar gibi koşmayı, yunuslar gibi yüzmeyi
ve Fenikeli kadınlar gibi dans etmeyi öğretiyorum.
Büyüleri öğretiyorum onlara. Kız kardeşleriyle
yaptıkları büyülere güvenmeyi. Erkeklerden korkmuyorlar yabancı, kendilerinden
korkuyorlar.” (s.236)
“Hayalinden daha eksik olma, beni
utandırma.” (s.237)
“Sende kudretimi değil, aşkımı
deneyeceğim, yemin ettim. Bana en kıymet bilen kalbinle gel.” (s.237)
“Sarsmayan fırtınalar, yıkmayan
dalgalar, yakmayan yıldırımlarla geçecek zaman, yabancı, anladım. Gel ve bir
mana ver.” (s.237)
“Aşk, kadınlar
yorulunca biter. Kadınlar bir adamı değil, bir mezarlığı
terkeder.” (s.244)
“Bir kadının yaşayabileceği en
güzel hayatı yaşadım. Yıllar böyle geçti. Ben yaşlanmıyordum.
Çünkü, dedim ya, bir kalbim yoktu, sadece ayakkabılarımın üzerinde yaşıyordum.”
(s.247)
“Aşk bir
tereddüt anında gelir hanımlar. Bir küçük tökezleme ve işiniz
biter.” (s.247)
“Aşk hanımlar,
yoklukla oynanan bir oyundur.” (s.248)
“Eğer bir
erkek hiçbir şey söylemiyorsa, sanma ki aklından neler neler geçiyor da
söylemiyor. Bir erkek bir şey söylemiyorsa, söyleyecek
bir şeyi olmadığındandır. Aman unutma. Hele
ki akıllı kadınlar karşısında tek silahları
susmaktır.” (s.264)
“Büyük hikayeleri olan bir kadın o,
hiçbir şeye bakarken bile birçok şey görüp
anlatacağı kimse olmadan yaşamak zorunda.” (s.274)
“Kesinkes yalan, insanın kendi
kendini sevmesi meselesi, kim uydurduysa. İnsan
ancak sevilince öğreniyor kendini sevmeyi.” (s.275)
“Amira, bize kadınları nasıl seveceğimizi
anlatan bir kitap lazım. Yoksa hep böyle şapşal ve
kavruk kalacağız. Bize kadınların nefesini genişletecek,
o nefesin rüzgarına yelken açmamızı öğretecek bir kitap lazım.
Yoksa biz ne kadar sevilsek tamir olmayız.” (s.323)
“Biri bana sarılırsa ayakta
duramam. Çünkü... Çünkü kalbim ablukada kalır o vakit. Düşmana
teslim olmak daha kolay. Onurun kırılır en fazla, ama beni seven birine teslim
olursam... Esir düşerim.” (s.379)
“Sana söyledim. Yazı yazanlar yalnız
kalır. Dikkat et. Denizin ortasında bir başına kalırsın.”
(s.406)
Kitaptan notlara bayildim :) Bir cogu okurken benim de yogunlastigim bolumlerdi.
YanıtlaSil