''bilebilerek mi yanına
almadın giderken
başının yastıkta
bıraktığı çukuru
güveniyordum
oysa ben sevgimize
vapur iskelesi
ya da tren istasyonundaki
saatin doğruluğu kadar
beni senin gibi
bir de annem terketmişti
ki göbeğimde durur
onun yokluğundan
bana kalan
çukur.''
kardeşiyle sokaklarda hep
bir örnek giydirilen sen
nasıl sevmezsin eşitliği
yürürken düşen çoraplarını
aynı hizaya getirmek için
annen değil miydi önünde diz çöken
...
ben ki öptüğüm ilk
dudakta
traş olmuş baba yanağının
kokusunu bıraktım
papatyanin bir yapragi daha olsaydi, o beni sever miydi?'
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder